Potansiyel olarak histamin balık ve etlerde yüksek oranda bulunmaktadır. Daha çok konserve balıklar, lakerda gibi olgunlaştırılmış tam pişirilmemiş balıklar, kuru etler, sosis, salam, sucuk gibi fermente etler, çiğ sütten yapılmış ve olgunlaştırılmamış peynirlerde histamin bulunmaktadır. Taze ve kuru sebzeler, meyveler, baklagiller, tahıllar, kuru yemişler, baharatlar ve çikolatada histamin mevcut olmamaktadır.
Histaminin aslında vücudumuz için yararlı birçok fizyolojik etkileri olmasına rağmen yüksek doz alındığında sağlık risklerinin olabileceği öngörülmektedir. Normal şartlarda histaminin vücutta parçalanması sistemlerinin düzgün çalışması birikimini önlemede anahtardır. Bir tür gıda zehirlenmesi olarak da adlandırabileceğimiz histamin intoksikasyonu genellikle 500 mg/kg yani alışılmadık çok yüksek dozaja kadar çıkan histamin içeren besinlerin tüketilmesinden sonra ortaya çıkabilmektedir. Histamin özellikle ton balığı, uskumru ve ringa balıkları gibi balıkların uygun depo koşulları sağlanmadığında yiyecekte miktarı artmaktadır. Çoğunlukla histamin intoksikasyonunun yüzde 98 kadarı balık tüketimi sonucunda oluşurken yüzde 2 kadarı ise peynir sebebiyle ortaya çıkabilmektedir.
BELİRTİLERİ NELER?
Histamin intoksikasyonu açıkçası kısa bir inkübasyon süresi ki bu yaklaşık 20-30 dakikada ortaya çıkan düşük ya da orta şiddette belirginleşip birkaç saat içinde geçmesiyle karaterize bir sorundur. Kızarıklık, döküntü, üritiker, kaşıntı, ödem ve lokal inflamasyon, hipotansiyon, baş ağrısı, vücutta karıncalanma gibi semptomlar histamine maruziyet ile kendini gösterir. Genelde alerjik sempotomlarla benzerliği sebebiyle teşhiste yetersizlik sık rastlanmaktadır. Tanı konulması için öncelikle kanda histamin düzeyinin normalin üzerinde artmasına ve gerçekten histamin içeriği yüksek bir besinin tüketildiğinden emin olunmasıyla tanı konulabilmektedir.
Genel olarak bir histamin zehirlenmesi salgın gibi aynı besinden tüketen farklı kişileri de etkileyen bir eğilim içerisinde kendini gösterir. Ancak burada alerjilerden en önemli farkı oluşan semptom kısa sürelidir. Unutmamak gerekiyor ki; konserve balıklar ve özellikle ton balıklarındaki sık tüketim bugün histamin zehirlenmesinden sorumlu olarak gösterilen ana besindir diyebilirim. Bunun dışında histaminden farklı olarak fermente süt ürünleri ya da sucuk gibi fermente etlerde var olan biyojen aminler olan putresin, kadeverin; histamin içeren bir besin ile birlikte bağırsaklarda yarışa girmekte ve histamini parçalayan enzimlerin çalışma kapasitesini engelleyebilmektedir. Histamin intoleransı ise histaminin bağırsaklarda yıkım kapasitesinin azalmasından kaynaklanan durumdur. Histamin zehirlenmesinden farklı bir klinik seyre sahiptir. Bağırsaklarda yıkılamayan histamin kanda birikir ve birçok dokuda histamini kullanan reseptörler sayesinde maalesef fazla histamin yan etkiler göstermeye başlar. En sık yan etkisi sindirim sistemi kanalında olmakla birlikte daha çok karın ağrısı, ishal, kabızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, solunum ve dermatolojik sorunlar görülmektedir. En son yapılan bir araştırmada histamin intoleransının solunum yolları, sinir sistemi, dolaşım sitemi, gastrointestinal sistem ve cildi tutarak hayatın konforlu yaşamını alt üst edebildiğini bildirmektedir. Solunum sisteminde; sık hapşırma, rinit, nefes darlığı ve burun akıntısını tetiklediği; sinir sisteminde baş dönmesi ve baş ağrısını oluşturduğu belirlenmiştir. Dolaşım sisteminde ise histaminin fazlalığı kalp atım hızında artış, hipotoni ve ani çöküş sendromunu tetikleyebildiği gösterilmiştir. Ciltte egzema, sulu şişkinlik, kaşıntıya neden olurken; sindirim sisteminde de kusma, şişkinlik, mide bulantısı, hazımsızlık, ishal ve kabızlığa neden olabilmektedir.
HİSTAMİN DİYETİ
Histamin intoleransı olan kişilerin düşük histamin içeren veya histaminsiz diyet uygulamaları önerilmektedir. Klinik olarak yukarıda bahsettiğim semptomplardan en az ikisini sürekli yaşıyorsanız histamine karşı intoleransınız olduğu varsayılmakta ve bu özel diyetin uygulanması önerilmektedir.
SERBEST YENEBİLECEK HİSTAMİNİ ÇOK AZ İÇEREN BESİNLER: Süt, yeşil mercimek, nohut, mantar, kuru fasulye, kuru barbunya, kuru börülce.
DAHA KONTROLLÜ YENECEK ORTA DERECE HİSTAMİN İÇEREN BESİNLER: Kabuklu deniz ürünleri, yumurta, patlıcan, avokado, muz, kivi, taze ananas, yeşil erik, mor erik, tüm kuru yemişler, çikolata.
UZAK DURULMASI GEREKEN YÜKSEK HİSTAMİN İÇEREN BESİNLER: Olgunlaştırılmamış tüm peynirler, rendelenmiş peynirler, yağlı balıklar, konserve balıklar, fermente edilmiş et ürünleri, ıspanak, domates, lahana turşusu, çilek, şarap, bira.
Araştırmalarda, düşük histaminli diyeti en az iki hafta ideal dört hafta uygulama sonucunda; kronik baş ağrısında yüzde 68 azalma, solunum sistemi bulgularında yüzde 90 azalma, gastrointeastinal sistem bulgularında ise yüzde 80 kadar azalmanın olduğu bildirilmiştir.