Sağlık Bakanlığımızın 'Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı 2019-2023 Eylem Planı'nda 'Çocukluk Çağı Obezitesini Önleme' konusu ele alınmıştı. Gerçekten çocukluk çağı ve ergenlik döneminde şişmanlık oranının doğru ölçülmesi güç. Hem de bu dönemlerde obezite tedavisi başarısının oldukça düşük olması işi iyice zorlaştırıyor. Ama çocuklarımızı obeziteden korumak, alacağımız bazı temel önlemlerle mümkün... İşte, 10 adımda çocuklarda ve ergenlerde oluşabilecek yağlanma ve obeziteyi kökten çözecek, geriletebilecek bilimsel öneriler...
1.Çocuğunuzun yeme miktarını ve kilo alım hızını takip edin: Vücudumuz yediği yiyeceklerin içindeki tüm sağlık bileşenlerini önce dokularımız için kullanmaya yöneltir. O nedenle yaşına uygun olmayan fazla miktarda besin tüketimi olunca dokuların ihtiyacından fazla olan sağlık bileşenleri büyüyen çocukta kas değil yağ depolarına dönüşür. Ülkemize ait son veriler çocukların büyüme sürecinde beklenen boylarının 2 cm kısaldığı ama kilo artışının ise hızla arttığını göstermektedir. Büyümenin izlenmesi için 18 yaşa kadar pediatri uzmanı ve diyetisyen kontrollü bir yakın takip süper şişman veya şişman olmaktan koruyan ilk temel yoldur.
2. Anne sütü vermeli ve emzirme süresi doğru uygulanmalı: Doğumdan sonra sadece altı ay kadar tek başına anne sütü ile beslenen bebeğin yetişkin olduğu dönemde şişman olması beklenmez. Fakat anne sütü sonrasında ek besin ve büyüme sırasında doğal besinler ile sağlıklı beslenme şartıyla. Anneler bebeklerini emzirirken mutlaka göğüsteki sütün tamamen boşalmasını sağlayarak emzirmeyi sonlandrımalıdır.
3. Doygunluğu sağlayan besin seçimlerini sağlayın: Genelde süper obez olan kişilerin çocukluklarında doygunluğu tam sağlayamayan yüksek şeker, tuz ve yağ içeren yiyeceklerle, sağlıksız besinlerle beslendiğini gözlemliyoruz. Doyum çocuklara çorba, kuru baklagiller, yağsız et çeşitleri, yoğurt ve yumurta gibi besinlerle sağlanmalıdır.
4. Hedonik beslenmeye alıştırmayın: Hedonizm bir besinin tat özelliğinin ortaya çıkmasında bireysel algı, koku, kıvam ve besinin yağ içeriğini fark etme durumudur. Yemeklerin çocuklarınızda öğün düzeninde olması gerektiğini, çocuk sofraya oturmaya başladığı zamandan itibaren öğretmeyi unutmayın.
5. Annenin hamilelik süresince doğru kilo alması önemli: Bebeklikleri çok zayıf olan çocukların yüzde 10'unda aşırı şişman olma riskinin iki kat fazla olduğunu belirtmekte fayda var. Bu sebeple annelerin hamile kalmadan önceki kilo durumuna göre uygun ağırlık kazanmaları normal kilolu çocuk doğrumaları için şarttır. Kilolu başladıysa en fazla gebelik süresince 5 kg, normal başladıysa 7-8 kg kilo almak yeterlidir.
6. Yemeğin fizyolojik ihtiyacı karşılamasını sağlayın: Düşük kalorili bol vitaminli alternatifleri, besleyici değeri yüksek öğünleri, okulda doğru seçim yapmasını sağlayacak yiyecek alternatiflerini ailenin mutlaka çocuğuna öğretmesi gerekmektedir.
7. Spor çocuğun yaşamının parçası olmalı: Çocuklar modern yaşamda yürümeyen, okullarda spor yapmayan, ailelerle aktif bir hayatı paylaşmayan ve sürekli yemek programlarında bulunan birer varlık olarak hayatı sürdürmektedir. Çocuğunuzu doğru spor aktivitesine yönlendirmeyi ihmal etmeyin.
8. Bağırsakları sağlıklı tutun: Bağırsaklarda sağlıksız ortam, yiyeceklerin hızla emilmesini sağlayarak fazladan 150 kalori almaya bu durumda şişmanlamayı hızlandırmaya destek sağlamaktadır. Şeker ve şeker içeren besinleri, yaşam boyunca hem sağlıklı çocuklar hem de ailelerinde aşırı şişmanlık sorunu yaşayan kilo almaya yatkın riskli çocuklara mümkün olduğunca tanıştırmamakta fayda var.
9. Çocuklarınızı trans yağlı yiyeceklerden uzak tutun: Trans yağ içeren paket besinlerden uzak tutmak çocukların obeziteden de korunmasında etkili bir yol diyebilirim. Bu konuya dikkat edin.
10. Her gün aktif yaşamaları desteklenmelidir: Dünya Sağlık Örgütü, bir-dört yaş arası okul öncesi çağı çocuklar için haftada en az beş gün en az 180 dakikalık farklı şiddetlerde fiziksel aktivite gerektiğini belirtmektedir. 5-18 yaş arası okul çağı çocukları ve ergenlerin ise her gün en az 60 dakika olacak şekilde orta ve yüksek şiddette doğru aktivitelere yönlendirilmesinin, iyi gelişme ve hızlı büyüme açısından önemli olduğunu vurgulamaktadır.
HAFTANIN ALTIN DEĞERİNDEKİ NOTU
TAZE SEBZE VE MEYVENİN ÖNEMİ
Beslenmenizde bitkisel besinlere daha çok yer açmanın sağlık açısından yararları artık bilim dünyasında tartışılmaz bir gerçek olarak kabul ediliyor. Kim beslenmesinde daha çok taze ve kuru meyveler, taze sebzeler, tam tahıllar, kuru baklagiller ve kuru yemişlerden zengin bir beslenme planı takip ediyorsa bu bireylerin kalp hastalıkları, birçok kanser çeşitleri ve tip 2 diyabet hastalık riskinin ciddi bir şekilde daha düşük olduğu bildiriliyor. Bu hastalıklardan koruyucu yararlı etkiyi bitkisel besinlerin doğal yapısında bulunan yüksek konsantrasyondaki birçok vitamin ve minerallere, doymamış yağ içeriğine, kalorilerinin hayvansal besinlere göre daha az olmasına, tuz içermemesine ve işlenmemiş olmasına bağlanıyor diyebilirim. Bu nedenle günümüzde en sağlıklı beslenme planının yağsız hayvansal besinlerden, tam yağlı süt ve ürünlerinden daha az miktarda ancak bitkisel besinlerden daha çok tüketilen beslenme tarzının olduğu birçok araştırmada altı çiziliyor diyebilirim.
HAFTANIN UYARISI
HAMİLELİKTE DOĞRU BESLENME
Hamilelik süresince bazı besinler parazit, bakteri ya da virüsler sebebiyle hem anne hem bebek üzerine risk yaratabilmektedir. Bazı yiyecekler bazen besin zehirlenmesi bazen enfeksiyon şeklinde anneyi hırpalarken bazen de bebeğini kaybedecek kadar ağır sonuçların oluşmasına da sebep olabilmektedir.Bu sebeple annenin hamileliği boyunca pastörizasyon olmamış hiçbir süt ürününü tüketmemesi uyarısında bulunmak isterim. Taze lor gibi pastörize olmayan sütlerden yapılan tüm peynirler, ısıl işlem görmemiş sütler, krema gibi süt ürünleri Misteria adlı bakteri nedeniyle anne ve bebeğin sinir sistemi bozukluklarına neden olan listeriosis hastalığının oluşmasına etken olabilmektedir. Aynı şekilde hamile annelerin pişmemiş ya da az pişmiş tüm et çeşitlerinden uzak durması önemlidir.