Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

Candida diyeti bilimsel değil

Son zamanlarda bir candida diyetidir gidiyor. Candida mantarı tedavisinde kullanılan bu diyetin bilim raporlarında hiçbir karşılığı yok. Sebeplerini bir bir sıralıyorum...

Candida türleri bebekliğin ilk günlerinden itibaren bağırsaklarımıza yerleşen, hastalık yapıcı özelliği düşük olan mantarlara verilen addır. Bu mantar vücudumuzda; ağız, deri, gastrointestinal sistem, rektum ve vajina gibi bölgelerde mevcuttur ve 150'den fazla da çeşidi bulunmaktadır. Aslında en yoğun miktarda candida doğal ve sağlıklı bağırsak mikroflorasının bir parçası olarak bulunmakta ve direk olarak bir hastalığa da neden olmamaktadır. Ve besinlerin bağırsaktaki sindirim ve emilimine yardımcı olup sağlıklı yiyeceklerin besin biyoyararlılığının artmasında da rol oynarlar. Ancak uzun süreli antibiyotik kullanımı, şeker ve rafine karbonhidratlardan zengin bir beslenme düzeni, fazla miktarda alkol tüketimi ve bağışıklığın düşmesi aşırı stres ile bir araya geldiğinde candida türlerinin sayısının aşırı artışına bağlı olarak çeşitli enfeksiyonların oluşmasına sebep olabilmektedir. Vücudumuzda çok sayıdaki candida türüne rağmen sadece 15'inin fazlalığının enfeksiyona neden olabileceği bilinmektedir ve candida enfeksiyonlarının yüzde 75'inden sorumlu olanın da Candida Albicans türü olduğu belirtilmektedir. Enfeksiyon belirtileri mide bulantısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, geçmeyen yorgunluk, unutkanlık, konsantrasyon bozulma, egzama veya kızarıklık gibi cilt sorunları, vajinal enfeksiyonlar, sinirlilik, gerginlik, depresyon ve eklem ağrısı olarak görülmektedir. Fakat candida enfeksiyonları arasında en yaygınları vajinal ve ciltte görülen enfeksiyonlardır. Tıbbı bir tedavi mutlaka uygulanmalıdır. Tedavinin içeriği de topikal kremler ve hastalığa uygun antibiyotik kullanımıdır. Genel olarak tedavisi bazen uzayan bazen güç olan bu mantar tedavileri tekrardan nüks edebildiği için, bireyler uygulanan tedaviden tatmin olmamakla birlikte tıbbi tedavinin yeterli olamadığını düşünmektedir. Ancak tedavi sadece tıbbi bir yol ile uzun süre uygulanan medikal destek ile sağlanmalıdır. Bu durum bu şekilde olunca maalesef candida diyeti diye bir diyet ortaya atılmıştır. Bu diyetle hastalığa neden olan candida'yı artıran şekerli ve asitli besinlerin olduğunu söylemekte ve diyette meyve, şeker içeren besinler, gluten gibi bir çok yiyeceğin yasaklanarak tedavi edileceği iddia edilmektedir. Bugüne kadar bu diyetten fayda gören bir candida tedavisi maalesef bilim raporlarında mevcut değildir. Böyle bir diyet candida'yı geçirmez, sağlıklı beslenmeli ve doktorunuzun önerdiği medikal tedavileri sürdürmelisiniz.

CANDIDA DIYETI IÇERIĞI
Candida diyetini uygulamaya başlamadan önce bir arınma evresi önerilir. Bu dönemde kemik suyu, limon suyu gibi sıvılar, salata, buharda sebze ve az miktarda protein içeren besinler tüketilir ve bunun bireylerin sindirim sistemlerini rahatlatıp, vücuttaki toksinleri serbestleştireceği savunulur. Bu detoks sürecinin kaç gün süreceği kesin olarak belirtilmese de kısıtlanmış beslenmeye bağlı olarak yorgunluk, baş ağrısı, ruh halinde değişiklik veya uyku düzeninde bozukluk gibi olumsuz semptomlar oluşabileceğinden arınmanın birkaç günden fazla sürmemesi önerilir. Bu süreç sonrasında kademe kademe candida diyetine geçilir. Candida diyeti savunucuları bu diyeti uygularken candida'yı beslediği düşünülen, diyetten çıkarılması gereken bazı besinleri ve bağışıklığı destekleyecek serbest tüketilebilecek besinleri belirlemişlerdir.


10 adımda candida diyeti
1-EKLENMİŞ ŞEKER KISITLANIR:

Bu diyette agave şurubu, aspartam, mısır şurubu, bal, pekmez, akçaağaç şurubu gibi şeker içeren besinlerin tüketilmesi yasaktır. Şekersiz tatlandırıcılar olan stevia, eritritol ve ksilitol serbesttir.

2-NİŞASTALI SEBZELER ÇIKARILIR:
Nişasta içeriği yüksek patates, bezelye ve havuç gibi sebzelerden kaçınılmalıdır. Enginar, kuşkonmaz, brokoli, ıspanak, domates, patlıcan, salatalık, kereviz, soğan, lahana, kabak, patlıcan, sarımsak, brüksel lahanası tüketilebilir.

3-DÜŞÜK ŞEKERLİ MEYVELER:
Şeker oranı yüksek muz, hurma, üzüm, mango gibi meyveler, kuru meyveler ve meyve suları tüketilmemelidir. Yalnızca düşük şeker içeren avokado, limon ve misket limonu serbest tüketilecek meyvelerdir.

4-FERMENTE BESİNLER ÖNEMLİ:
Turşu, yoğurt, kefir, elma sirkesi gibi fermente besinler bağırsakların korunmasını sağlayacak yararlı bakteriler içermektedir ve düzenli tüketildiklerinde bağışıklık sistemini güçlendirerek candida'nın üremesinin önüne geçebileceği düşünülmektedir.

5-KAFEİN YASAK:
İntestinal geçirgenliğin göstergesi olan zonulin proteinini artırarak geçirgen bağırsak ve huzursuz bağırsak sendromuna neden olabileceğinden siyah çay ve kahve gibi kafein içeren tüm içecekler kısıtlanır.

6-BAĞIRSAK DOSTU BESİNLER:
Candida diyeti yüksek düzeyde sebze, sağlıklı yağ ve protein, fermente besinlerle bağırsaktaki bakteri popülasyonunu düzenler. Bunun için bu diyeti uygularken bağırsak sağlığını destekleyen 3 besin olarak kemik suyu, hindistan cevizi yağı ve lahana suyu önerilmektedir.

7-SAĞLIKLI PROTEİN VE YAĞLAR:
Süt, peynir, peyniraltı suyu laktozun asitliği artırarak candida üremesini tetikleyebileceği savunulduğundan bu diyette yasak besinler arasındadır. Şeker, nitrat ve sülfit eklenmiş pastırma, jambon, sosis, salam gibi işlenmiş etlerden kaçınılmalıdır. Mümkün olduğunca sağlıklı, az yağlı kırmızı ve beyaz etler tercih olmalıdır.

8-GLUTENSİZ BESLENME:
Candida diyetini destekleyenler glutenin bağırsak duvarına zarar veren ve inflamatuar bir protein olan zonulinin üretimini tetiklediğini ve glutenin ayrıca Chron, huzursuz bağırsak, besin hassasiyeti gibi otoimmun durumlara yol açabileceğini savunmaktadır. Bu nedenle candida enfeksiyonuna sahip hastalarda glutenli bir diyetin hastanın semptomlarını daha da artıracağı düşünülmektedir.
Diyette çiya, keten tohumu, amarant, karabuğday, millet, kinoa, yulaf kepeği, darı, teff gibi tahıllar tüketilebilirken çavdar, arpa, beyaz un, buğday ürünleri yasaklar arasındadır.

9-ALKOLDEN KAÇINMALI:
Fazla miktarda tüketilen alkol bağışıklığı düşürebilir ve candida sayısında artışa neden olabilir.

10-MAKSİMUM BESLEYİCİLİK:
Bunun için ilk olarak daha az böcek ilacı içeren organik besinleri tüketmek daha yararlıdır. Organik bitkiler daha fazla antioksidan içeriğine sahipken, organik et ve balıklarda da daha yüksek omega 3 yağ asidi bulunmaktadır. İkinci madde ise yerel besinleri satın almaya özen göstermektir. Son olarak da karaciğer, yürek gibi organ etleri, deniz yosunu ve filizler mikro besinler açısından zengin içerikleri nedeniyle beslenmeye eklenir.

CANDİDA'YI AZALTAN BİR BESİN BULUNMUYOR
Mikrobiyota sağlığı için normalde beyaz un, şeker, ultra işlenmiş tüm besinler, ve alkol kullanılmaması önemlidir. Çünkü bu yiyecekler sadece milyarlarca bakteri ve maya barındıran bağırsakta candida için değil tüm hastalık etmeni olan zararlı mikropların sayısının fazlalaşmaması içindir. Bu açıdan baktığımızda candidaya özgü şu besin yenilmemeli konusu mümkün değildir. Zararlı mayalar için doğru beslenme uygulandığında ancak genel sayısı azaltılabilir. Gluten içeren besinler; diyet lifi, vitamin, mineral ve antioksidanları da bolca içerir ve bu durum bağırsakta yararlı bakteri, maya ya da diğer canlıların sayısının artmasına neden olur. Candidası özellikle bağırsakta olanlar için gluten çok yararlı bir besin kaynağıdır. Sağlık deposu olan meyvelerin neredeyse hepsinin, kaliteli protein ve kalsiyum kaynağı süt ve peynirin de yasaklanması bağırsak mikroflorasına yarar değil zarar sağlamaktadır. Çünkü taze meyve, süt ve peynir bağırsak pH değiştirir kolondaki tüm toksinlerin temizlenmesine yardımcı olur. Bu probiyotik etkili olduğu iddia edilen kemik suyu ve hindistan cevizi yağının bol miktarda tüketilmesi istenir. Bu yiyecekler probiyotik etki asla göstermemektedir. Buna ek olarak doymuş yağ içeriği yüksek olan bu iki yiyeceğin vücutta herhangi birde lokalize olmuş candida mantarına iyi geldiğini gösteren bir adet araştırma dahi bulunmamaktadır. Tüm öneriler hiçbir şekilde hem mantığa hem de tıp bilimine uymamaktadır. Eğer böyle bir hastalık tanısını doktorunuz koyarsa sadece sağlıklı beslenmeli, topikal krem ve uygun antibiyotik tedavisini aksatmadan sürdürmelisiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA