Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Kar beyazdır ölüm

Uzun süre görmediğiniz arkadaşınızla denk geldiğinizde sanki aradan onca yıl geçmemişçesine kaldığınız yerden oturup konuşmaya devam edebiliyorsanız, gerçek dostunuzu bulmuş sayılırsınız. Ki bu dostluklar zaman ve mesafe ne kadar uzak olursa olsun kolay kolay yıkılmaz.
Ingrid ve Martha da iki eski dost. Birbirlerinden ayrı yıllar geçiren Ingrid ve Martha, beklenmedik bir anda zorlu ama hoş bir tesadüfle yeniden bir araya gelir. Gençliklerinde yan yana olan ikinin yolu zamanla farkı yönlere ayrılır.




Martha, bir savaş muhabiri olurken, Ingrid kurgusal roman yazarı olarak hayatına devam eder. Ancak yıllar Martha'ya acımasız davranmıştır. Yıllarca cephelerde özellikle Irak'ta ve Bosna'da yaşadıklarından çok etkilenen Martha, bu kez rahim ağzı kanseriyle savaşmak zorundadır. Tedavisi devam eden Martha'yı ziyarete giden Ingrid için de hayat artık eskisi gibi olmayacaktır. İki eski dost yılların acısını çıkarırcasına kalan vakitlerini beraber geçirmeye karar verirler. Ancak Martha hastalığının çok ilerlediğini ve en fazla bir yıl ömrü kaldığının bilincindedir.
Bu yüzden kendisini ölüm yolculuğuna hazırlar. Tek isteği acı çekmeden ölmek olan Martha, ötenazi hapı yutarak hayatına son vermeyi planlar. Bu planı uygulamak için de en yakın arkadaşı Ingrid'ten başka gidecek kimsesi yoktur. Martha ve Ingrid şehirden uzak bir ev tutup beraber yaşamaya başlar. Ölümü sonrası neler yapacağına dair Ingrid'i olası suçlu pozisyonundan kurtaracak planı bile ona anlatır. 'Yan odadaki kapının kapandığını görürsen bil ki yaşamıma son vermişimdir' diyerek Ingrid'i olacaklara karşı hazırlar.




Ölüme kendini hazırlayan Martha ile her an onun cesediyle karşılaşacağı düşüncesiyle tedirgin günler geçiren Ingrid bu sürede hayat muhakemesi yaparlar. Birbirleriyle empati kurarlar. Martha'nın özellikle kızıyla ilgili pişmanlıkları vardır. 'İşimin kölesi oldum kızımla ilgilenemedim, annelik yapamadım' şeklinde kendisini suçlar. Ölmekte olan bir insanla yaşamak zorunda kalan Ingrid ise arkadaşının son isteğini yerine getirmenin sorumluluğunu taşır üstünde. Ingrid, Martha'nın son isteğini yerine getirebilecek midir? Dostunuz için neyi göze alırsınız? Dostluğunuz için neyi feda edebilir ya da neye cesaret edebilirsiniz?




ÖDÜLLERE GÖZ KIRPIYORLAR
Usta yönetmen Pedro Almodovar'ın, Sigrid Nunez'in What Are You Going Through romanından uyarlayıp senaryosunu yazdığı ve yönettiği Yandaki Oda filmi işte bu sorulara yanıt arıyor. Konuş Onunla, Annem Hakkında Her Şey, İçinde Yaşadığım Deri, Julieta, Acı ve Zafer, Paralel Anneler gibi filmleriyle tanınan ünlü sinemacı Almadovar'ın İngilizce çektiği ilk film olan Yandaki Oda, eylül ayında dünya prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan ödülünü kazandı. Film, tam 17 dakika boyunca ayakta alkışlandı ve seyircilerden tam not aldı. Önceki filmlerinde olduğu gibi kadın odaklı hikayeleri çarpıcı şekilde ele alan ve kadın oyuncularla iyi uyum yakalayan Alamdovar bu filmde de iki yıldız ismi bir araya getirdi. Filmde Ingrid karakterine usta oyuncu Julianne Moore, Martha'ya ise Tilda Swinton hayat veriyor. İkisi de 63 yaşında olan iki oyuncu kariyerlerinin en olgun çağında en sahici performanslarına imza atıyor. İkisine de bolca adaylık ve ödül çıkacağı garanti. Yaşam ve ölüm çatışmasını dostluk üzerinden ele alan Almodovar'ın özellikle kanser gerçeğine yaklaşımı dikkat çekici. Almodovar, bunu dramatize edip daha kötücül taraftan ele almak yerine pozitif taraftan bakarak, ölüm sonrasında da hayatın bir şekilde devam ediyor olduğuna vurgu yapıyor. Ölüm yolculuğundaki bir insanın dramını çok sıradan normal bir olaymış gibi aktarırken, bir yandan da arkadaşlığın sınırlarını sorguluyor. IMDB'den 7 not alsa da Yandaki Oda öncelikle benim gibi Almodovar'ın sinema dilini sevenleri memnun edecektir.
Ölümle yüzleştiren, hayatın ve sağlımızın kıymetini bilmemiz gerektiğini öğütleyen son derece dokunaklı, çok iyi oyunculukların sergilendiği, görsel anlamda da etkileyici, sinemanın büyüsüne kapılmanızı sağlayacak bir film olmuş...

ALTIN PALMİYE ÖDÜLLÜ KÜLKEDİSİ HİKAYESİ
Vizyonda bir başka ödüllü film daha var. 77. Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'nü kazanan, senaristliğini ve yönetmenliğini Sean Baker'in üstlendiği Anora, ailelerinin isteği dışında evlenmeye karar veren bir çiftin hikâyesini konu ediniyor. Aslında tam bir külkedisi hikâyesi. Gece kulübünde dansçı olarak çalışan, kadınlığını kullanmaktan çekinmeyen güzel bir kız Ani (Mikey Madison) ile çılgın bir partide tanışıp onunla daha fazla vakit geçirmek isteyen Ivan'ın (Mark Eidelstein) ilişkisini anlatıyor film.




Rus oligarkın zengin oğlu Ivan ile bol partili, aşırı hararetli günler yaşayan Ani, hayal bile edemeyeceği birkaç günün sonunda kendisine evlenme teklifi eden Ivan'ı geri çevirmez. Kızın, bir Külkedisi hikâyesi yaşama hayali Ivan'ın ailesinin bu evliliği öğrenmesiyle zora girer. İlk yarısında bu ikilinin aşklarına, çılgın partilerine, lüks yaşamlarına tanık olduğumuz film, ikinci yarısında vites düşürüyor. Ailesinin Rusya'dan New York'a gelerek evliliği bitireceğini öğrenen Ivan çareyi karısını, babasının adamlarına bırakarak kaçmakta buluyor.




Film o andan itibaren, Ani ve 3 korumanın bir gün boyunca Ivan'ı arama hikâyesine dönüşüyor. Ani'nin, evliliği iptal etmesini isteyen 3 kaba adamla evde ve yolda yaşadığı durumlar biraz abartılarak verilmiş. Bu da filme komedi unsuru katmış. Artık ailesinin imkânlarından artık yararlanamayacağını, Amerika rüyasının sona ereceğini düşünen Ivan'ın evlilik umurunda değildir. Ani ise aşık olarak evlendiğini düşündüğü adamın bu baskıya kayıtsız kalmasına, annesine söz geçirememesine isyan eder. Ancak sonuçta her zamanki gibi para konuşur ve kız çaresizce, gönülsüzce evliliği iptal etmek zorunda kalır. Orijinal bir hikâyesi olmamasına rağmen Cannes'dan aldığı ödülle dikkat çeken filmin IMDB puanı ise şaşırtıcı derecede yüksek, 8.3.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA