Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Yeni annenin uykusuzlukla imtihanı

Bir sinemasever olarak Gupse Özay'ın kaleminden çıkan her filmi sevdiğimi söyleyebilirim. 2014'teki ilk filmi Deliha'dan itibaren çıtayı her filminde yukarı taşımayı başardı Özay. Görümce, Deliha 2 ve bir önceki filmi Eltilerin Savaşı'nda rüştünü iyice ispat etti. Komedi dilini ve oyunculuğunu severek izlediğim Özay'ın son filmi Lohusa'yı da, babalık sevincini 3 kez yaşamış biri olarak çok merak ediyordum doğrusu. En baştan söylemek gerekirse beklentilerimi fazlasıyla karşılayan, benim de babalık serüvenimin başlarında yaşadığım acemilikleri hatırladığım ve çok güldüğüm bir film oldu Lohusa. Kızı Jan Asya'yı kucağına aldıktan sonra kendi deneyimlerinden de yola çıkarak kaleme aldığı senaryoda Özay, yine müthiş gözlem yeteneğini konuşturmuş. Daha doğumhanede başlayan o klişeler, yeni anneyi tebriğe gelen ziyaretçilerin komik halleri, eve bebekle gelen anne babanın şaşkınlığı, ne yapacaklarını bilememe halleri, anneanne ve babaannelerin sözlerine geçirme çabaları ve daha fazlası o kadar tanıdık gelecek ki...



Yönetmen Kıvanç Baruönü'yle müthiş bir uyum yakalayan Özay'a filmde Onur Gürçay, Hazal Türesan, Esra Ruşan, Feri Güler, Su Şanad, Birsen Dürülü, Servet Pandur ve Alper Baytekin eşlik ediyor. Film doğumuna çok az kalmış ama işlerinden de geri kalmayan idealist güçlü kadın kimliğiyle her yere yetiştiğini gösteren Burcu'nun (Gupse Özay), en yakın arkadaşı Fulya (Esra Ruşan) karakterinin evlilik teklifi almasıyla başlıyor. Burcu'nun doğumu, eşi Onur'la (Onur Gürçay) anne babalık acemilikleri ile Fulya'nın evlilik süreci birlikte devam ediyor. Filmin ana eksenini yeni ebeveyn olan bir anne ve babanın ilk 40 gün boyunca başlarına gelen komik olaylar oluşturuyor. Etrafındakilerin ve özellikle de hiç haz etmediği İlayda (Hazal Türesan)'nın ısrarla 'lohusa olacaksın, hiçbir şey yapamayacaksın' sözlerine aldırış etmeyen, uykusuzlukla mücadele etmeye çalışırken bir yandan en yakın arkadaşının düğünü için koşturmaya çalışan Burcu'nun adım adım tükenişini izliyoruz. Öyle ki artık delirme noktasına geliyor, halüsinasyonlar görüyor. Hatta gözleri açık uyuyor. Boynunda kusmukla geziyor, çamaşırları bulaşık makinasına koyuyor, emzirdiği için sürekli damızlık inek görüyor.
Aslında bir annenin bebeğine alışma süreciyle, bebek olmadan önceki normal hayatını devam ettirme çabasının da bir çatışması var filmde. Yeni doğan bebekle ilgili nazar ritüelleri, herkesin bu konuda fikir beyan etmesi, toplumun ağlayan bebeklere tahammülsüzlüğü ve bu gibi durumların ana babayı ne kadar zor durumda bıraktığı ince ince işlenmiş. Burcu, lohusa döneminin üstesinden gelmeye çalışırken en büyük desteği eşinden görmek istiyor haliyle ancak, Onur'un hiç o taraklarda bezi yok. Onur karakteri, acemiliği, sakarlığı, vurdumduymazlığı, horlaması ile tüm yeni baba olanların ortalaması adeta. 'Benlik bir şey yok' deyip daha ilk günden baba oluşunu kutlamaya gidiyor arkadaşlarıyla. Bebeğinin yanı sıra kendisiyle, aile büyükleri ve komşularıyla mücadele etmek zorunda kalan Burcu yalnız kalıyor çoğunlukla. Bu noktada, yapılan durum tespitleriyle eşine yardım etmeyen babalar da bir güzel nasibini alıyor. Onur, bir baba olarak 'biz talimatla çalışıyoruz, bilmiyoruz' diyerek özeleştiri yapıyor. Yeni doğum yapmış anneyi eleştirmek yerine ona yardımcı olmak gerektiğinin de altını çiziyor film.
Kapı komşusunun bakıcılarla olan imtihanı üzerinden, bakıcı kültürüne de eğlenceli dokunuşlarla gönderme yapan filmde kız isteme sahnesi, hamam sahnesi ile yeni annelere musallat olan kötü ruhun hikâyesi gülme krizine sokuyor izleyiciyi. Neticede anne baba olan herkesin kendisinden bir şeyler bulacağı film, bebek bekleyen anneler için de adeta rehber niteliği taşıyor. Örneğin anne adayları, anneliğin ilk günlerinde kendilerini nelerin beklediğini bire bir bu filmde görebilirler.Muzaffer Yıldırım'ın yapımcılığını üstlendiği filmde oyunculuklar da göz dolduruyor. Özellikle İlayda'ya hayat veren Hazal Türesan bir tık öne çıkıyor. Güçlü duran ancak acınası bir hali olan karakterin yalnızlığını kendini var etmeye çabasını çok iyi yansıtmış oyuncu. Sonlara doğru yaptığı isyan ve kabulleniş sahnesi çok başarılıydı.

4 filmini en az 9 milyon kişi izledi
Bugüne kadar dört filmin senaryosuna imza atan Gupse Özay'ın her filmi, bir öncekinden daha yüksek gişe başarısı elde etti. Tüm filmleri milyon seyirci sınırını aşan ve toplamda 9 milyonu aşkın seyirciye ulaşan Özay ilk olarak 2014 yılında Deliha filmini seyirciyle buluşturdu. Özay'ın eşi Barış Arduç'la başrolü paylaştığı film 1 milyon 596 bin kişi tarafından izlenerek 2014 yılının en çok izlenen filmleri arasında yer aldı. Özay, 2016'da Görümce adlı filmle izleyici karşısına çıktı ve o film de 1.9 milyon gişe yaptı.



Deliha filminin dört yıl aradan sonra gelen devam filmi Deliha 2, 2.1 milyon kişi tarafından izlendi. Özay, senarist ve oyunculuğunun yanı sıra yönetmen koltuğuna da oturduğu filmle kitlesini iyice genişletti, sektörde önemli bir başarı kazandı. Kalemini seyirciye sevdiren Özay, en büyük çıkışı ise son filmi Eltilerin Savaşı adlı filmle yaşadı. Merve Dizdar, Uraz Kaygılaroğlu ve Ferit Aktuğ'un başrollerde yer aldığı film 3.6 milyon gişe rakamına ulaştı. Replikleri ve çoğu sahnesi dillere pelesenk olan film, pandemi yüzünden salonlar kapatılmasaydı daha fazla izleyiciye ulaşıp seyirci rekoru bile kırabilirdi.

İki gençlik filmi daha var
Sömestr haftasında çocuklarla birlikte ne seyredeceğiz diye düşünen aileler için vizyonda iki yerli film alternatifi daha var. Onlardan ilki Afacanlar Kampta... Afacanlar serisinin ikinci filmi 'Afacanlar Kampta'da başrolleri Berat Efe Parlar (Emirhan), Bülent Polat (Armando), Talha Tosun (Arda), Ebrar Alya Demirbilek (Esila), Rastin Paknahad (Ömer) ve İrem Tokat (Sedef) paylaşıyor. Enes Ateş'in yönetmenliğini yaptığı film, yaz kampına gelen çocukların yaşadıkları akıl almaz olaylar sonrasında kampın başına geçmek zorunda kalan Emirhan ve afacanların başlarından geçen maceraları konu ediniyor.



Haftanın bir diğer çocuk komedi filmi Kardeş Takımı. Mustafa Kotan'ın yönetmenliğini üstlendiği film, anne babalarının aslında birer gizli ajan olduklarını öğrenen kardeşlerin hikâyesini anlatıyor. Fırat Albayram ve Ceyda Kasabalı'nın dört çocuklu bir anne babayı canlandırdığı filmde, çocuk oyuncular Çağan Efe Ak, Ecrin Su Çoban, Mehmet Aybars Kaya ve Gece Işık Demirel başarılı performanslarıyla öne çıkıyorlar. Anne ve babalarının dünyanın geleceğine yön veren yüzlerce teknolojik icat ve yazılımın korunduğu bir şirket için çalıştığını öğrenen 4 kardeş, takoz dedikleri süper bilgisayar sayesinde hem ebeveynlerini hem de dünyanın geleceğini kurtarmaya çalışıyorlar. Daha önce de çocuklarla çalışan ve bu tür komedi filmleri çeken yönetmen Kotan, zayıf senaryoya ve düşük tempoya rağmen başarılı bir iş çıkardığını söylemek mümkün.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA