Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Sakar Salim’in yeni maceraları

Ersoy Güler'in yazıp yönettiği Sağ Salim filmi 2012 yılında seyirciyle buluşmuştu. Sakarlıkları ve saflıklarıyla sevilen Anadolu köylüsü Salim'in başına gelen aksilikler seyirciyi bolca gülme krizine sokmuştu. Burçin Bildik'in başrolünde olduğu filmin iki yıl sonra devamı yapıldı. İlk filmde yaşadığı bitmek bilmeyen aksiliklerin ardından kendini ülke çapında aranan bir seri katile dönüşmüş olarak bulan Salim'in hikâyesi ikinci filmde de devam ediyordu. Bir ölüyü başka bir kente götürmek mecburiyetine düşen Salim'in, onu öldürmek isteyen babasından kaçan Nihal'i yanına almasıyla başlayan hikâye, seyirciden de büyük ilgi gördü ve film 513 bin kişi tarafından seyredildi. Serinin üçüncü filmi 'Sağ Salim 3: Ölü ya da Diri' adıyla bu hafta vizyona girdi. İlk iki film farklı mizah anlayışıyla kendi kitlesini yaratmayı başarmıştı. Serinin üçüncü filmindeyse oyuncu değişikliğine gidildi.



Bütçelerden dolayı anlaşma sağlanamayan başrol Burçin Bildik yerine Toygan Avanoğlu Salim karakteriyle seyirci karşısına geçti. Devam filmlerinde başrol değişikliği bir handikap yaratabilir, doğaldır. Nitekim filmle ilgili yorumlara baktığımda başrol değişikliğine ısınamadığını söyleyen yorumlara denk geldim. Ancak Avanoğlu'nun da geniş bir kitlesi olduğu için, onun başrolde yer almasını memnuniyetle karşılayan da ciddi bir kesim var. 2012 yılında dizi oyunculuğuna başlayan ve ağırlıklı olarak pek çok komedi işlerinde yer alan Avanoğlu, özellikle Bursa Bülbülü filminde canlandırdığı Doktor Fatih karakteriyle yıldızını parlatmıştı. Oyuncu, bu filmde de Salim karakterini başka bir boyuta taşımayı başarıyor.



KONYALI JOHN WICK
Filmin konusuna gelirsek, başına gelenlerden kaçmak, münzevi bir hayat sürmek için insanlardan uzak bir yaylada kendine bir dünya yaratan Salim'in başı bu üçüncü filmde de beladan kurtulmuyor. Muhtar (Hüseyin Avni Danyal) Salim'in yalnızlığına çare bulmak için onu Salime (Pelin Orhuner) ile baş göz etme niyetindedir. Onlar kendi aralarında düğün yapıp hayatlarına mutlu bir şekilde devam etmeyi düşünürlerken muhtar bir kaza sonucu hayatını kaybeder. Defin işlemleri için Salim ve Salime yola çıkarken yolda başlarına farklı şansızlıklar gelir. Salim, Salime'nin karanlık geçmişini bilmediği için, başlarına gelen olayları şanssızlığa yorar ancak Salime'nin, daha önce evlenme vaadiyle kandırdığı adamlar ve Salime'yi ölü ya da diri getirene 5 milyon dolar ödül vereceklerini duyan herkes kızın peşindedir. İkili, muhtarın naaşıyla beraber yol alırken, bir yandan da peşlerine düşenlerden kaçmaya çalışır... Zaman zaman önceki filmleri anımsatan sahneler olsa da üçüncü film aksiyon dolu sahneleriyle diğerlerinden ayrılıyor. Son dönemde ünlü film karakteri John Wick'e olan benzerliği sebebiyle sosyal medyada yoğun ilgi gören ve Konyalı John Wick olarak bilinen beden eğitimi öğretmeni Ömer Aslan da filmin sürprizlerinden. Ayrıca deneyimli oyuncular Nursel Köse ve Cezmi Baskın da küçük ama etkili sahneleriyle filme renk katmayı başarmış. Gülmek isteyenler ve özellikle ilk iki filmi beğenerek izleyenler serinin üçüncü filminden de memnun ayrılacaktır.

***

KADIN KADININ YURDUDUR

Devletin en üst kademesinden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin şikayet ettiği, hemen her gün üçüncü sayfa haberlerinde, televizyonlarda denk geldiğimiz, içimizi çok acıtan bir konu var: Kadına şiddet... İşin psikolojisi sosyolojisi bir yana bir an önce önü alınsın diye beklediğimiz bu konu sinemada maalesef yeteri kadar işlenmiyor. Kadınlık meselelerini, kadın olmanın zorluklarını merkeze alan filmler daha fazla yapılsa keşke. Bu hafta bu konuyu odağına alan bir film var vizyonda: Kadınlara Mahsus... Yönetmen koltuğunda Serdar Akar'ın oturduğu senaryosunu ise Nergis Otluoğlu Akoğlu'nun kaleme aldığı filmde Melisa Aslı Pamuk, Ceyda Düvenci, Aslı Tandoğan, Müjde Uzman, Yurdaer Okur, Şebnem Sönmez, Elifcan Ongurlar, Merve Çağıran, Başak Parlak, Nami Esatgil, Halil İbrahim Yılmaz ve Ertan Saban rol alıyor.



Film hayatlarında yeni bir sayfa açmak için 'Kadınlara Mahsus' adındaki bir kampta bir araya gelen kadınların çarpıcı hikâyelerini anlatıyor. Hayatlarındaki erkeklerle olan ilişkilerinde sorunlar yaşayan, artık kendilerini büyük bir çıkmazda hisseden birbirini tanımayan bu kadınlar "İçimizdeki çocuğa sahip çıkalım. Bize ait olmayan duygulardan arınalım, kimseyle yarışmadan kendimizi olduğumuz gibi kucaklayalım." mottolarıyla kendilerini kampa kapatıyorlar.



Kimi avukat, kimi öğretmen olan, acı çeken, hepsi yaralı bu kadınlar birbirlerini tanıdıkça, kendileriyle yüzleşme yaşıyorlar. Köy yaşamında traktöre binip hayvanlarla vakit geçirip toprakla ilgilenip arınmaya çalışan kadınların hayatı, aldatılan Melek karakterinin (Aslı Tandoğan) eşi Metin'in sevgilisi Aynur'un ( Elifcan Ongurlar) oğluyla birlikte kampa dahil olmasıyla değişiyor. Babasının parası sebebiyle Melek'e prenses gibi davranan ancak onu Aynur'la aldatan Metin ( Yurdaer Okur), filmdeki kötü karakter rolünü üstleniyor. Kendileri için yeni bir dünya kurmaya çalışan kadınlar, Aynur'un derdini dert ediniyorlar ve tek yürek oluyorlar. Ancak bu noktada en büyük sınavı Melek veriyor. Durumu kabullenmekte zorlanan Melek de zamanla, kocası Metin'in Aynur'a yaptıklarını kaldıramıyor ve hem onu hem de oğlunu korumak için çaba gösteriyor.
Senaryoda bazı boşluklara, zaman zaman aksayan yerlerine rağmen film aldatıldığı halde susan, tacize şiddete ya da mobbinge uğradığı halde konuşamayan, değersizleştirilen, çocukluk travmaları yaşayan, ötekileştirilen kadınların sesi olma noktasında amacına ulaşıyor. Bu arada tek başarısı çocuk yapmak olanlara, anneliği kutsayanlara da eleştirel bir bakış getiren film kadının kendi gücünün farkında olması gerektiğinin altını çiziyor. Kadınları cesaretlendiren filmi özellikle erkeklerin de izlemesi gerektiğine inanıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA