Hızlı ve Öfkeli serisi 20 yıldan uzun bir süredir global bir sansasyon yarattı. Her yeni film hayranlar arasında merak uyandırdı. Seri, sokak yarışlarından soygunlara ve casusluğa evrilirken hızlı arabalar, heyecanlı aksiyon ve tabii ki aile temalarını da korudu. Dom Torreto (Vin Diesel) ve arkadaşları bu kez serinin 10. filmi Hızlı ve Öfkeli 10 (Fast X) ile sinemaseverlerin karşısına çıktı. Yine aksiyonu bol, enerjisi yüksek sürükleyici bir film izliyoruz. Ancak kaçma kovalama sahnelerindeki hızlı kamera hareketleri sebebiyle zaman zaman yorucu olduğunu söylemem gerek. Yönetmen Louis Leterrier Los Angeles'tan Roma'nın yeraltı mezarlarına, Brezilya'dan Londra'ya ve Portekiz'den Antarktika'ya uzanan bir hikayeye ortak ediyor bizi. Dom Toretto (Vin Diesel) ve ailesi birçok görevde ve birçok imkansızlıklarda yollarına çıkan tüm düşmanları zekice, cesurca ve hızlı sürüşleriyle yenmişti. Ancak bu kez karşılarında gerçekten kan davası güden ciddi bir rakibi var. 2011 yılının Hızlı ve Öfkeli 5 filminde Dom ve ekibi, Rio de Janeiro'da uyuşturucu kralı Hernan Reyes'i ortadan kaldırıp krallığını yok etmişti.
İşte Reyes'in oğlu Dante babasının intikamını almak için, başta Dom'un 8 yaşındaki oğlu olmak üzere tüm sevdiklerini ortadan kaldırıp ona acı çektirmeye çalışıyor. Sinemaseverlerin Aquaman filminden hatırlayacağı Jason Momoa'nın canlandırdığı Dante, zaman zaman Joker'i andıran tavırlarıyla başarılı bir kötü adam portresi çizmiş. Michelle Rodriguez, Jason Statham, Charlize Theron, Helen Mirren, John Cena,gibi isimlerin yanı sıra Brie Larson, Rita Moreno gibi oyuncuların da rol aldığı filmde, filmin 2013 yılında hayatını kaybeden yıldızı Paul Walker unutulmuyor. Hatta Walker'ın kızı Meadow Walker da filmde küçük bir rolle sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. Hareket halindeki uçaktan asfalta düşüp yoluna devam araçlarla yapılan sürat gösterileri, Roma'nın tam içinden yuvarlanarak geçen dev bombayı arabayla durdurmaya çalışmak gibi yine akıl almaz birçok aksiyon sahneyi barındıran film, müzikleriyle de yine tam anlamıyla gaza getiriyor. 10. Filmin üç filmlik final macerasını başlatan ilk film olduğunu da eklemden geçmeyeyim.
Aşk her zaman kazanır
Hız ve aksiyon bana göre değil diyenler için çok keyifli bir romantik komedi filmi önereceğim: Aşkın Bununla Ne İlgisi Var?. Film, sürekli yanlış kişileri seçerek gerçek aşkı bulamayan Zoe (Lilly James) ile gerçek aşkın sırrının görücü usulü evlilik olduğunu düşünen Kazım'ın (Shazad Latif) hikayesini masalsı bir atmosferde anlatıyor. Uzun süredir ortalarda görünmeyen Oscar ödüllü yönetmen Shekhar Kapur'un çektiği film, aşkın gücüne inandıran şahane bir romantik komedi. Belgeselci Zoe'nun çocukluktan beri beraber büyüdüğü Pakistanlı kapı komşusu Kazım'ın görücü usulü ile evlenme sürecini kayda almasıyla başlıyor her şey. Zoe, ısrarla âşık olmadan tanımadığı biriyle evlenmenin imkânsız olduğunu savunurken, Kazım, bir gelenek olarak ailesinin seçtiği kızla evlenmesinde bir sakınca olmadığına inanıyor. Ancak, görücü usulü ile evleneceği kızla anlaşamayacağını anlayınca, evlenmekten vazgeçiyor. Aşk her zaman kazanır duygusunun altını kalın çizgilerle çizen film Doğu ve Batı kültürü arasındaki farkları, yargılayıcı olmayan ve gerçekçi bir üslupla vurguluyor. Özellikle Müslümanlara karşı önyargıları yıkması, Kuran-ı Kerim'den evlilik ve ailenin önemine değinen hadislere yer vermesi bakımından da yakınlık kurduğum film Londra'dan Lahor'un renkli ve egzotik atmosferine taşınan aşk öyküsüne ortak ediyor seyirciyi. Modası geçmiş, ortaçağa ait bir fikir olduğu düşünülen görücü usulü evlilik modern görünümlü İngiltere'de nasıl olur? İzleyin de görün...