Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Cami, ticaret ve estetik

Camilerimiz ve estetik ilişkisi birden güncel oluverdi. Bense bu konuda o kadar çok yazmışım ki... Daha 1995'lerdeki Yeni Yüzyıl döneminden başlayarak camilerimiz ve İslam estetiği üzerine yazdığım yazıların bir bölümü Çağı Yaşamak, Önyargıları Yıkmak kitabımda yer almıştı (Kültür Üniversitesi Yayınları, 2011). Kimilerinin başlıkları şöyle olan yazılar: Bir İslam Estetiğine Doğru mu?, Camilerimiz ve Ben, Camiden Çirkinliği ve Rantı Kaldırmayı Denesek, Müslüman Ülkesinde Alman Destekli Cami, İrlanda'daki Kıliseler ve Bizdeki Camiler, vs. Niye bu konuya bunca sık eğilmişim? Öncelikle mimar olmamdan... Ve dini yapıların hep ilgimi çekmesinden: Daha çoktanrılı dönemlerin antik Yunan veya Roma tapınaklarından (hatta belki daha öncesinden!) başlayıp kilise, havra veya camilerden geçerek Tanrı'ya adanmış yapılar, bence insanlığın yarattığı en güzel şeyler arasındadır. Ve öyle de olmalıdır: Din ve inanç hep biraz da bir uhreviyet, bir güzellik duygusu yaratmalı değil midir? Konunun uzmanı olmadan, sadece uzaktan duyduğum ilgiyle, bunu hep yazdım. Ve modern camilerimizin genellikle estetikten ne kadar uzak olduğunu belirtmeye çalıştım. 'Altı kaval üstü şişhane' misali altında koskoca ticarethaneler açılan camileri de hep eleştirdim. 'Alman destekli cami' lafı, okurlarım belki hatırlar, nisbeten yakın zamanda Akdeniz kıyısındaki Kaş'ta gördüğüm ve altında koca harflerle BOSCH yazan bir cami üzerineydi. Olasılıkla hâlâ oradadır!... Son günlerde alevlenen tartışma, bu nedenle ilgimi çekti. Ve benim yıllardır yazıp söylediklerimin paylaşılmasından büyük sevinç duydum. Öncelikle sayın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in cami estetiği konusuna değinmesi ve 'mimarlarımız Cumhuriyet dönemine özgü bir cami mimarisi ihdas edemediler' tespiti. Buna karşılık olarak, hayli sert konuşan CHP milletvekili Muharrem İnce'nin herşeye karşın doğruluk payı taşıyan şu tespitleri: "Diyanet İşleri bugüne kadar altı ticarethane, üstü Allah'ın Evi yapılardan rahatsız olmuş mudur? Bunların yapılmasına karşı çıkmış mıdır? Bizim camilerimiz sadece ibadet edilen yer değildir, aynı zamanda İstiklal Marşı'nda Mehmet Akif'in söylediği gibi 'namahrem ellerin' değemeyeceği, bağımsızlığımızın sembolü yapılardır. Oysa şimdi ticarethanelerin ve siyasal yapılanmaların merkezi haline gelmektedirler". (Tüm bu ifadeler 28 Ağustos tarihli Hürriyet'ten). Ve de son olarak, değerli yazar Güneri Civaoğlu'nun aynı tarihli Milliyet'teki Cami Altında Market başlıklı yazısı. Benim andığım yazılarımla tam bir uyum içinde. Şöyle diyor yazar: "Bu kadar ülke gezdim. Bir kilisenin, bir sinagogun, bir Budist mabedinin altında 'market' ya da 'terzi, ayakkabıcı, vs' görmedim. İbadethanelerin saygınlığına özen göstermek gerekiyor". Yazar, yazısını "Diyanet İşleri Başkanı'mızın camilerin altındaki marketleri düşüneceğine inanıyorum" diye bitiriyor. Ben de, sevgili Cıvaoğlu, ben de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA