Cannes'da eski dostum, gazeteci-yazar Viktor Apalaçi bana bir sürpriz yaptı. Musevi cemaatine seslenen (ama tamamen Türkçe!) Şalom dergisinin mayıs sayısında benim için bir yazı yazmış; tam dokuz sayfalık, azınlık sorunları üzerine yazdıklarımdan da bol bol örnek vererek. Dergiyi bana Cannes'da verdi. Viktor'a ve dergiye teşekkürlerle... Bu arada Musevi cemaati de boş durmamış. Depremde büyük hasar gören Van'ın Kıratlı köyünde yaptırdığı ve 5 Haziran'da açılacak ilköğretim okuluna Başkonsolos Selahattin Ülkümen'in adını vermeyi kararlaştırmış (Milliyet, 30 Mayıs). Yani, 2. Dünya Savaşı'nda Rodos başkonsolosu olan ve Nazilerin adadaki 1700 Yahudiyi sürgün etme kararına direnerek onların kurtulmasını sağlayan diplomatımızın adı. Bu olay, tarihsel Türk-Yahudi ilişkilerinin ilginç bir sayfası. 1989'da, Yahudi kuruluşlarının verdiği Uluslararası Dürüst İnsanlar ödülüne layık görülen ve 2003'te vefat eden Ülkümen'e karşı yeni bir jest. Çeşitli siyasal ters düşme ve çatışmalara karşın, iki halk ve iki din tarih boyunca hep dostça ilişkiler sürdürmüşler. Keşke bunları daha sık hatırlayabilsek...