İngiltere Başbakanı David Cameron'ın kısa, ama yoğun Türkiye ziyaretinde, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kişiliğinde ülkemize gösterdiği büyük ilgi ve sevgi azımsanacak şey değil. Çünkü unutmamalı ki, İngiltere modern çağlarda dünyaya siyaseti ve de demokrasiyi öğretmiş olan ülkedir. Bugün görece olarak küçüklüğü, ekonomik sorunları ve kimi alanlardaki gerilemesi bizi şaşırtmasın. Londra, hâlâ birçok şeyin merkezidir ve uzun süre öyle kalacaktır. Özellikle tüm 19. yüzyıl, imparatorluğun tüm dünyayı kapsayan büyük sömürge ve dominyonlarının da katkısıyla, tam bir İngiliz yüzyılı olmuş; ülke bunu 20. yüzyılın önemli bir bölümünde de sürdürmüştür: ABD'nin yeni bir yıldız olarak yükselişine dek... Aynı İngiltere'nin ilk savaş ve de ulusal bağımsızlık mücadelemiz boyunca bize nasıl düşman olduğunu hatırlarsak, bugünkü Türk- İngiliz yakınlaşmasının önemini kavrayabiliriz. Dilimizde İngilizlerle ilişkili çeşitli deyimlerden biri olan "Asılacaksan, İngiliz sicimiyle asıl," deyimi de, aslında o ülkeye olan güvenimizin biraz 'meşum' bir ifadesi değil midir? Ben şu zor ve dar dönemde, İngiltere'nin bu dostluğunun Berlusconi'nin kırılgan dostluğundan çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Thatcher'dan başlayıp Blair'den geçerek Cameron'da billurlaşan bu dostluğun, bize çok şey getireceğine de inanıyorum. Bu arada Radikal'in geçen gün (perşembe) verdiği, üç büyük İngiliz gazetesinde çıkan Cameron'ın ziyareti üzerine geniş yorumlar da önemli. Özellikle The Daily Telegraph'ın yayımladığı, muhafazakâr milletvekili Daniel Hannan'ın son derece Türk yanlısı görüşleri... Ülkemizin artık Batı'da dostları da var. Yazık ki bunlar bizim basında yeterince yansımıyor. Ayrıca, bu ziyaret üzerine kaç gazetemizde hangi yorumları okudunuz?