Eğer magazin dediğimiz olay bizde de insana dair, insanın gündelik ve olağan yaşamına dair haberlere yeterince eğilseydi, birkaç gündür gazetelerimiz kimi ünlülerin aşk hayatını deşmek yerine 'bebek Erkan'la eski başkan Clinton'un buluşmasına yer verirlerdi. Baktım da SABAH'ta Gül Kireklo'nun geniş haberinden gayri konuya yaklaşan pek olmamış. Düşününüz, olayın güzelliğini hatırlayınız... Dünyanın en kudretli adamı unvanını kuşanmış ABD başkanı, 1999 yılında Türkiye'yi ziyaret ediyor. Tam o sırada, o büyük deprem oluyor. Clintonlar hemen felaket yöresini gezmeye gidiyorlar ve küçük Erkan Işık, başkanın burnunu tutuveriyor. Gazetelerde resimler, şakalar, yorumlar... Ve tam 10 yıl sonra, eski başkan yeni göreviyle yine Türkiye'de. Erkan bebek ise artık 11 yaşında bir çocuk olarak onu ziyaret ediyor. Ailesinin hal-i perişanını anlatıyor, yardım istiyor. Başkan ve yanındaki Türk şirketi Sinpaş'ın sahipleri, destek için söz veriyorlar. İşte modern bir peri masalı, çağdaş hayatımızın içinde oluşuvermiş bir küçük mucize. İnsanın içini ısıtan, yüreğine umutlar salan bir tesadüfler zincirinin öyküsü. Bundan güzel 'magazin haberi' olur mu?