Tarkan, Bülent Eczacıbaşı, İlber Ortaylı, Acun Ilıcalı, Hadise...
Ali Koç, Deniz Ülke Arıboğan, Halit Ergenç, İskender Pala, Gülşen... Ferit Şahenk, Mazhar Alanson, Beyazıt Öztürk, Volkan Konak, Kezban Hatemi...
Bu isimlerin nasıl bir ortak özelliği olabilir? Kimi işadamı, kimi akademisyen, kimi sanatçı, peki ortak payda ne?
"Biz milletiz. Türkiye'yi darbeye, teröre yedirmeyiz" diyorlar günlerdir ekranlarda dönen bir kamu spotunda. Ama ortak nokta şu bence:
Hayatlarının muhtemelen en asık suratlı halindeler. En kasvetli, en karamsar, en karanlık... En bedbaht, en öfkeli, en umutsuz...
Rüyamıza girseler hayra yormayacağımız; ürküten, korkutan, tedirgin eden ifadeler...
Kamu spotu için anlaşılan kreatif ekip böyle bir konsept belirlemiş belli ki, böyle bir ifade birliği tasarlamış, ünlü isimlere de o yönde direktif verilmiş.
Halbuki 15 Temmuz itibarıyla anladık ki, evet biz milletiz ve bu ülkeyi darbeye de teröre de yedirmeyiz.
Ama şimdi tam da bu yüzden daha umutlu, daha aydınlık yüzlü olmalı değil miyiz?