Haziranın ilk haftasıydı.
Ortalık dolmadan hatırını sorma niyetiyle Bodrum'daydık.
Bir sabah yanımızdaki şezlonglara iki kız arkadaş yerleşti. Konular, kelimeler, kostümler, akıllı telefonla ilişkiler, her şey en üst seviyeden poptu.
Derken bir ses duyuldu: "Her yerde okyanus sen boğuldun derede / Zamanla unutulur hani aklın nerede / Saatin mi bozuldu niye kaldın geçmişte / Al bir zaman bir de akıl / Bu da benden sana hediye..." İlk defa o anda orada rastladığım bu şarkı bitince... Tekrar...
Bitince... Tekrar... Ben diyeyim 86, siz deyin 128... İlk başlarda sinir bozucu olan bu durum giderek komikleşti ve zaten o günden sonra 'Okyanus' isimli bu şarkı da kemikleşti!
Ne Demet Akalın, ne Hande Yener...
Ne Sıla, ne Gülşen... Bu yazın en hit şarkısının 'kahramanı' Derya Uluğ diye tanımadığımız biriydi.
Bodrum da aynı İstanbul gibi...
Tuhaf bir yer. Tek tip değil. Kendi içinden başka başka Bodrumlar çıkarıyor. Her zevke, her beğeniye ayrı Bodrum...
Bir yanda bütün o piyasa beach'lerde tekrar tekrar çalan bu nakarat...
Öte yanda bu hafta mesela tam da bugün başlayan ve bütün Bodrum yarımadasına yayılan uluslararası bir festival: D-Marin Klasik Müzik Festivali. 12'ncisi.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da orada, Londra Oda Orkestrası da... Pek çok Grammy adaylığı olan Monica Molina da, Carlos Saura'nın 'Fados' filminde söylediği şarkıyla kulaklara kazınan Lura da...
Festivalin yıldızıysa İdil Biret.
Müthiş piyanistimiz bu akşam Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'yla çıkacak sahneye. Büyüleyeceğine kefil olabilirim.
Bodrum'un da hâlâ böyle bir kudreti var. O karmaşanın içinde/ dışında kendi Bodrum'unuzu bulmanız durumunda, hâlâ ve her şeye rağmen çok güzel...