Nurgül Yeşilçay, yetenekli bulduğum, tanımasam da uzaktan uzaktan başarılı olmasını, tökezlememesini dilediğim bir isim.
Kafasına yatmadı mı gemileri yakabilme potansiyeli, oyunu ille de kuralına göre oynamayabilişi hoşuma gidiyor galiba. Yanlış seçimleriyle, değerlendirme zaaflarıyla çok sahici geliyor.
İnsanlar genellikle son yaptıkları işle değerlendirilir. Öncesinde sayısız başarısı olsun, son işi batırdıysa, o kötü referans yapışıp kalır üstüne.
Nurgül Yeşilçay da 'Paramparça'dan kırık. Mesele Erkan Petekkaya'yla aralarında geçen ve zehir zemberek sözlerle ortaya dökülenler değil sırf. Dilara'ya, Keriman'a, kızlara, herkese çok daha zenginleştirebilecekleri roller yazılırken, Gülseren'in oyun alanı hep daha kısıtlı değil miydi?
Neyse ki, rahmetli Atıf Yılmaz'ın 'Eğreti Gelin'inde nasıl büyülendiğimizi daha unutmadık.
'Asmalı Konak'ın yayımlandığı akşamlarda sokaklardaki in-cin top oyunlarını da gayet iyi hatırlıyoruz.
Mahinur Ergun'la Meral Okay'ın elinden çıkma senaryonun yönetmeni Çağan Irmak'tı ve yerli dizi tarihimizde türünün (Anadolu + İhtişamlı konak + Gelenekselle modern = Reyting) öncüsüydü 'Asmalı Konak'. Seymen'le Bahar rollerinde Özcan Deniz'le Nurgül Yeşilçay da en içe işleyen dizi çiftlerindendi.
İşte bu yüzden Özcan Deniz'in hem senaryosunu yazıp hem de yönettiği 'İkinci Şans'ı duyunca çok sevindim. Seymen'le Bahar'ın da ikinci şansı sanki bu ve her çift ikinci bir şansı hak eder!