Dünya güzeli ya da olağanüstü yetenekli... Süper zeki ya da über sosyal... Sevilen insanların böyle olduğunu mu zannediyorsunuz? Ya da bu hallerin, sevilmenin garantisi olduğunu mu?
Bir sürü insan öyle sanıyormuş. Sevilen bir tip olup olmamak da göz rengi gibi doğuştan gelen ve sonrasında değiştirilemeyecek, öğrenilemeyecek bir özellik zannediliyormuş. Sadece güzel, zeki ya da yeteneklilere mahsus, az sayıda şanslı insana nasip olan bir haslet...
Halbuki külliyen yanlışmış bu. Duygusal zekâ gurusu Dr. Travis Bradberry'nin imzasını taşıyan bir yazı okudum. Sevilip sevilmemenin tamamen bizim elimizde, kontrolümüzde olduğunu söylüyor. Ve de olayı doğruca duygusal zekâmıza havale ediyor.
UCLA'de bir araştırma yapılmış. Deneklere 500 küsur sıfat vermişler ve hangilerini sevilesi, hoş, sempatik bulduklarını sormuşlar. En tepede yer alan sıfatlar, 'içten', 'şeffaf', 'anlayışlı' olmuş. 'Zeki', 'alımlı' ve 'popüler'in adı bile geçmemiş! Bu sıfatlar duygusal zekaya işaret ediyor işte ve de onlarla anılanlar sırf şirin, sempatik bulunup sevilmekle kalmıyor, hayatta her anlamda öne geçiyor.
Biraz sondaj yapmışlar. Demişler ki, bakalım bu duygusal zekası yüksek tiplerin ortak davranış biçimleri var mı? Şöyle de diyebiliriz: Sevilen bir insan olmaya giden yol, hangi alışkanlıklardan geçiyor? En aklıma yatan 10 tanesini seçtim:
1. SORU SOR: Birini dinlerken o kadar kendi ne söyleyeceğiyle ilgili ki çoğu insan, karşısındakini pek duymuyor. Tek tek kelimeleri işitiyor mu, işitiyor ama bütününü anlamlandırmakta çuvallıyor. Bunun ilacı soru sormak. İnsanlar onları dinlediğinizi görmeye bayılıyor. Hele ki bir lokma daha açıklama isterseniz, kaptınız puanları! Sadece dinlemekle kalmıyor, anlattığıyla ilgilenip önemsiyorsunuz da demek bu ve gücü mucizevi...
2. TELEFONU BİR KENARA KOY: Karşınızdakiyle konuşurken aynı zamanda mesaj atıyor/okuyor, arada telefonun ekranına bakıyorsunuz. Nefes almak kadar doğal geliyor ama en ifrit eden şeylerden biri bu. Konuştuğunuz şahsa odaklanırsanız halbuki bütün enerjinizle, gözüne girersiniz. Hem de zaten bir konuşma anca içine girdiğinizde ilginç hale gelir.
3. HAKİKİ OL: Hakiki ve dürüst olmak, sevilmenin mutlak şartı. Kimse sahte, yapmacık, 'mış gibi yapan' birine güvenmez. Olduğu gibi olanlar sonunda hep kazanır.
4. ÖNYARGILARDAN KAÇ: Sempatik bulunmak istiyorsanız açık fikirli ve önyargısız olmanız lazım. Ancak o zaman ulaşılabilir ve ilginç gelirsiniz etrafa. Kimse dediğim dedik ve de katı önyargılı biriyle uğraşmak istemez. Özellikle iş hayatındaki önemi büyük bunun: Yeni fikirlere açık, dünyaya başkasının gözlüğüyle de bakabilen, yargılamayan, insanlara kendileri olmaları için alan açan biriyseniz, bu ay da her ay da 'gönüllerin elemanı' sizsiniz.
5. DİKKAT ÇEKMEYE ÇALIŞMA: Sürekli dikkat çekme peşinde olan, sahne almaya doymayan tiplere kimse bayılmaz. Hiç de öyle dışa dönük, büyük harflerle konuşan biri olmanız gerekmiyor hoşa gitmek için. İçten, nazik, düşünceli, anlayışlı olmanız kâfi insan kazanmak için. Dostane bir üslupla, kararlı ve az-öz konuşursanız, ne kadar VIP olduğuna dair ağdalı laflar edenlerden kat be kat benimsendiğinizi görürsünüz. İnsan karşısındakinin neler neler bildiğinden önce tavrına bakar. Ve de doğru tavır daima tavlar. Bir başarı kaydettiniz, spotlar üstünüzde, tebrikleri kabul ediyorsunuz öyle mi; işi beraber kotardığınız isimlere yönlendirin ilgiyi. Klişe gelebilir ama samimiyetle yaparsanız bunu, kadir kıymet bilen mütevazı biri olarak kodlanırsınız ki kalplerde rezervasyonunuz tamam demek olur bu.
6.TUTARLI OL: İnsan haşır neşir olduğu kişinin ne koşulda ne düşüneceğini, ne tepki vereceğini aşağı yukarı bilmek ister. Ancak tutarlı, istikrarlı olursanız güvenir. İstikrarı da güvenilirlik getirir; yumurta tavuk bir nevi. Haletiruhiyeniz değişse bile davranışlarınız çok iniş çıkışlı olmamalı, tutarlılık bunu gerektirir.
7.VÜCUT DİLİNİ ÖNEMSE: Mimik, jest, ifade, ses tonu; bunların hepsinin pozitif olması, mıknatıs etkisi yaratır. İlgili bir tonda ilerlemek, gözünün içine bakmak, ona doğru eğilerek konuşmak hep duygusal zekâ emaresi. Pozitif vücut dili ciddi önem taşıyor; zira hep dendiği gibi, ne dediğinden ziyade nasıl dediğin, mühim olan... Dahası, ilk izlenim hayati değer taşıyor; insanlar sizi sevip sevmeyeceklerine tanıştıktan sonraki sekiz saniye içinde karar veriyor! Vakit dar, vücut dili de tatlı dilli olmalı!
8. İSİMLERİYLE HİTAP ET: İsminiz, sizi siz yapan en temel kelime. Ve onu başka birinden duymanın muazzam bir hazzı var. (Edip Cansever'in Çağrılmayan Yakup'unu analım bu noktada.) İnsanlara her defasında adıyla hitap etmek ("Şeycim" diyenlere selam edelim bu noktada da) onlara kıymet verdiğinizin de vurgusu gibi. Simalarda iyi ama isimlerde kötüyseniz, her ismi bir şeye bağlayın ve oyuna çevirmeye çalışın bu zafiyeti. Sevileceksiniz karşılığında; kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyin!
9. GÜLÜMSE: Evet, gülümse, çok net. Hemen her kapıyı/kalbi açar.
10. NE ZAMAN DÖKÜLECEĞİNİ VE DOKUNACAĞINI BİL: Şahsi sorunları hemencecik paylaşmak ters teper; hem de vıdıvıdıcı diye yaftalanırsınız. Ne zaman açılıp saçılacağını bilmek önemli; kime ne zaman ve nasıl dokunacağını bilmek de... Dokunmak oksitosini artırır, bu da mutluluk uzak değil anlamına gelir. Sarılma, kucaklaşma, omuza el atma, güçlü bir el sıkma hayati değer taşır. Unutmayın ki ilişki sadece kelimelerle kurulmuyor; doğru yerde doğru temas bazen yüzlerce cümlenin yerine geçiyor.