İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Bienali bu yıl 14'üncü defa açacak zihnimizi. 5 Eylül ile 1 Kasım tarihleri arasında olacak bu. "Şehre dalga dalga yayılacak" diyorlar yolladıkları bültende; 'Tuzlu Su' başlığına ve 30 küsur noktada olduğuna bakılırsa, doğru...
Bu defa sanatla bilim biraz iç içe geçecek ve sanatçıların yanı sıra denizbilimci, hikâye anlatıcısı, matematikçi ve nörobilimciler de olacak katılımcılar arasında.
Ne alakası var peki? Düşüncenin alabileceği formlar, fen ve matematikle sanatı bir araya getirerek araştırılacak(mış), öyle söyleniyor.
Ürkütmemek için 'Tuzlu Su' dedim, başlığın tamamı 'Tuzlu Su: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori'. Bienali şekillendiren yazar ve akademisyen Carolyn Christov-Bakargiev "Bir dalga, nihayetinde düğüm haline gelmeye çalışan bir çizgi olabilir mi ve eğer öyleyse düğüm ne zaman çözülebilir?" diye soruyor, fizikçilere, filozoflara, tabii en çok da sanatçılara...
İstanbul Bienali'ndeki işler şimdiye kadar hep belli başlı binalarda görülebiliyordu. Be sefer farklı yerlere yayılma hali de var: Büyükada'daki Splendid Palas ve Troçki Evi, Şişli'deki yeni Hrant Dink Vakfı binası, Masumiyet Müzesi... Bienal gezmeyle beraber İstanbul'u da gezme imkânı yani...