Anne baba olmak, bir bebek dünyaya getirmek mucize olarak adlandırılabilir. Ama doğru ebeveyn olabilmenin yolu mucizelerden geçmez. Gerçekten ebeveyn olabilmek demek isteyerek ve hazır olarak çocuk sahibi olmak, ebeveyn olmaya ve çocuk gelişimine ilişkin okumak, araştırmak, çocukla iyi ilişki kurup onun gereksinimlerini anlamaya çalışmak gibi mucizeden daha fazla emek isteyen bir yolu seçmek demektir. Mucizeler olmadığını bir kez daha anlatmaya çalışacağım. Anlatacağım örnekler, tek aileye ilişkin değil. Her konuşmayı hemen her gün farklı sosyo- kültürel ve ekonomik düzeyde birçok aileyle yapıyorum.
***
-
Baba: İki yaşındaki çocuğum bizi ısırıyor, nasıl durduracağız?
- Ben: Isırdığı zaman ne yapıyorsunuz?
-
Elimi çekiyorum 'Isırılmaz, canım yandı' diyorum. Bazen öbür tarafa geçiyorum ama yine gelip ısırıyor. Çok kızarsam bağırıyorum ya da ben de onu ısırıyorum ve 'Bak nasıl acıyor!' diyorum. Ağlıyor ama yine yapıyor.
- Isırmasını engelleyin. Fiziksel olarak canını yakmadan durdurun ve kararlı net bir ifadeyle gülmeden, rica etmeden, bağırmadan 'Hayır' demeniz yeter. Her defasında bu şekilde yapmanız gerekir.
-
Bu kadar basit olamaz. Siz bir çocuğa bakıp ısırmamayı öğretseniz...
***
Evde ve okulda sınır sorunları olan, arkadaş ve öğretmenleriyle problem yaşayan, ebeveynlerinin sözünü dinlemeyen ve bu nedenle getirilen sekiz yaşındaki çocuğun muayenesinden sonra herhangi bir hastalığı olmadığı ama disiplin sorunları olduğu, yatma, yemek yeme, oynama, ders çalışma saatleri için kurallar koymaları gerektiği anlatılan aileyle yapılan konuşmanın son kısmı:
-
Anne-baba: Biz bunları yapamayız.
- Anlayamadım? Niçin yapamazsınız?
-
Bize kızar, bağırır. - Sekiz yaşında bir çocuktan bahsediyoruz. Üstelik zeka düzeyi iyi ve herhangi bir sorunu yok.
-
Doktor hanım, bunları bir kağıda yazıp, imzalayıp bize verir misiniz?
- Kitap önereyim. Eğer daha fazla öğrenmek istiyorsanız anne baba eğitimine de katılabilirsiniz.
-
Yok, öğrenmek için değil. Eve asalım ve çocuğa 'Bak doktor söyledi, yapmamız gerek' diyebilelim.
- Anladım. Ama onun ebeveyni ben değilim, sizsiniz. Bunu yaptığınızda otorite siz olmazsınız.
-
Olsun, biz yapamayız.
Seans devam eder. Anne ve babaya otoritenin kendileri olmaları gerektiği, doktoru öcü gibi kullanamayacakları, bunun işe yaramayacağı, kendilerinin sorunu anlayıp özümsemeleri gerektiği anlatılır. Sonra dışarıda bekleyen çocuğun yanına gidilir. Anne ve baba çocuğa "Bundan sonra görürsün sen! Doktor kural koydu 'Bilgisayar oynatmayın, erken yatırın' dedi, mecburen yapacağız" der.
***
Saat 23.00. Telefondaki baba, benden bir istekte bulunuyor.
-
Doktor hanım '15 yaşında bu saatte sokağa çıkmamalı, sabaha kadar kalmamalı' demiştiniz. İşte gidiyor. Telefonu size vereyim, gitmemesini söyleyin lütfen.
Olur, söylerim tabii ama her akşam beni mi arayacaksınız? Çocuk ebeveynlerinin kim olduğunu nasıl anlayacak?
Yer nedeniyle bu kadar örnek yazabiliyorum. Bunun dışında çocuklarının bir hastalığı olmadığını, sorun dedikleri şeylerin kendilerinin tutumlarıyla ilgili olduğunu söylediğim zaman bilgime şüpheyle bakan, bir ilaç ya da çocuğa söyleyeceğim birkaç kelimeyle mucize bekleyenler... Anne baba olmak zordur, emek ister, mucize beklerken çocuklar elimizden kayıp gider. Mucize, sizin göstereceğiniz çabadır.