Hemen her gün haberlerde küçük yaşta evlendirilmeye çalışılan çocukların ve küçük yaşta aşık olduk diye evlenmeye kalkan gençlerin öykülerini okuyoruz. Bu öykülerin hemen hepsinin sonuçları kötü oluyor. Ama bazılarının hikayeleri çok daha kötü oluyor; perişan olan bebekler, öldürülen bebekler, öldürülen kadınlar, kendilerini öldüren çocuklar, birbirlerini öldüren çocuklar şeklinde sıralanıyor. Kampanyalar, engelleme çabaları gittikçe atsa da, haberlerde henüz bir azalma yok. Mücadele için her türlü nedeni gözden geçirmek gerekiyor. Sadece bazı anne babaların para karşılığı kız çocuklarını evlendirmeleri sürecine odaklanırsak, başka nedenleri gözden kaçırabiliriz. Bu tür sorunlarda tek yere takılı kalmak, başka nedenleri yok saymak, çoğu kez kolay olmanın yanı sıra rahatlatıcıdır. Çünkü bunu yapan anne babalar kötü, onları kınayan ve suçlayan bizler iyi oluruz. Ayrıca kendi paylarımızı gözden geçirmemiz zordur. Adına ister yoksulluk densin, ister gelenek densin, ister kültür içinde normal sayılması densin erken yaşta çocuğunuzu evlendirmeye çalışmak suçtur. Ailelerin uyarılması, uyarıları dinlemeyenlerin cezalandırılması, erken yaşta evliliklerin engellenmesinde bir çözüm olabilir. Öte yandan erken yaşlarda aşık olduklarını söyleyerek evlenmeye, anne baba olmaya kalkan kızları ve oğlanları da biz yetiştiriyoruz. Zorla olunca karşı olduğumuz erken yaşta evliliklere, aşık olduklarına ikna olunca evet mi diyeceğiz? Niçin bu çocuklar evlenmek istiyorlar?
EVLİLİĞE UYGUN ÇOCUK YETİŞTİRMEK
Flört etmenin çoğu aile tarafından kabullenilmediği, kız-erkek arkadaşlığının eleştirildiği hatta namus meselesi yapıldığı durumlarda çocuklar arkadaşlık edebilmeyi ancak evlenerek sürdürebileceklerini düşünür. Toplumun küçük bir kesiminde bu sorun aşılmış olsa da, kalan büyük grup hâlâ kız-erkek arkadaşlığını yasaklamakta ve kızmakta. Özellikle kız çocukları doğumdan başlayarak evlenmeye ve eş olmaya hazırlanmakta. Onlara evlilik bir kariyer olarak sunulmakta, evlenemezlerse eksik ve başarısız olacakları öğretilmekte. Bu öğreti ile büyüyen çocuk, onu sevdiğini söyleyen, kendisini aşık sandığı ya da o an için gerçekten aşık olduğu ve evlenmek isteyen kişiye kariyerin son noktası olarak bakmakta. Evliliğin uygun yaşı nedir?Aslında evlilik iki ayrı kültürün harmanlanmasıdır. Sorun bu harmanlamanın hem diğer iki kültürden farklı, ama bir yandan da onların izlerini taşıyacak şekilde yapılabilmesidir. Genelde ailelerin istediği ise kendilerinin tekrarı, devamı olan bir yapıdır ve bunu için çaba harcayıp, kazanmayı beklerler. Oysa bu, kabul edilebilir bir durum değildir. Yeni çiftin ailelerinden farklı ve dünyanın değişen örüntüsüne uygun olmaları sağlıklı evliliğin temelidir. Demek ki uygun evlenme yaşı, tüm bunları sağlayabilecek olgunluğa gelinmiş olan yaştır. Yeterli olgunluğa ulaşamadan yapılan evlilik sıkıntılarla başlar. Tanınmış tanınmamış insanların anlattıkları 'çocukluk aşkları'nı çok romantik ve harika diye manşet yaparak çocukları özendirirken, aleyhine kampanya yaptığımız çocuk yaşta evliklerde bizim sorumluluğumuz nerede kalıyor? Erken yaşta evlilikler karşı çıkalım. Çocukların çocukluklarını yaşamaları için sorumluluklarımızı alalım. Çocukları yetiştirirken, onlara örnek olurken dikkatli olalım. Onlara, özellikle kız çocuklarımıza evlilik dışı kariyerler hedefleyelim Bunları yaparken 'çocuk gelinler' tanımlamasını yapmayalım. Çocuklardan gelin olmaz. Bu tanım ile fark etmeden bir onay veriyoruz. Tıpkı 'töre cinayeti' diyerek, anlamlandırdığımız cinayetler gibi. Karşımıza "Aşık oldum, evleneceğim" diye gelen çocuklarımızla konuşalım; hatta onlara sevgimizi gösterelim ki sevgiyi başkalarında aramasınlar. Onlar çocukluk yapsa da, biz yapmayalım. Bizler çocukları korumak, çocukluk yapabilmeleri için gerekli her şeyi sağlamakla yükümlüyüz.