Bu yıl Oscar ödüllerinin çoğunu alan ve dilimize Zoraki Kral olarak çevrilen ama orijinal adı The King's Speech olan filmi izlediniz mi? Kekemelik sorunu olan, çeşitli tedavilerle başarılı olamamış kişinin, toplum önünde konuşma zorunluluğu nedeniyle yeni tedavi arayışını, uğraşını ve başarısını anlatıyor.
Film, çekim, oyuncular ve işleniş olarak çok başarılı olmanın yanı sıra, son zamanlarda artan '10 günde kekemelik tedavisi' gibi ilan ve reklamların aslında ne kadar yanıltıcı olduğunu göstermesi açısından da önemli. Konuşma bozuklukları, nedenine, çeşidine ve ağırlığına göre farklılıklar gösteren ve ona göre planlanan tedavileri olan sorunlardır.
Diğer bir sorun gelişimsel olarak çıkarılması beklenen konuşma seslerini çıkaramama ya da başka bir ses söylemektir. Çocukluk döneminde en sık rastlanan 'r' harfi yerine 'y', 'k' yerine 't' kullanılmasıdır. Bu durum başlangıçta aileler tarafından sevimli olarak algılanmakla birlikte, yaş büyüdükçe çocuğun rahatsız olacağı endişesiyle telaşlanırlar. Bu sıkıntının çocuğa yansıtılması, çocuğun kaygısını artırır.
Konuşma terapilerinin yanı sıra çocuğun ve ailenin kaygısının yatıştırılması önemlidir.
KEKEMELİK, STRESLE ARTAR
Konuşmanın akıcılığı ya da ritminin bozuk olmasıyla oluşan konuşma bozukluğuna kekemelik denir. Kekemelik, ses ve hecelerin yinelenmesi, sesleri uzatma, sözcükleri parçalama, konuşma sırasında duraklama ya da patlamalar şeklinde olabilir. Stresli ortamlarda kekemelik artar. Çoğu kez sözcüklerin söylenmesindeki zorluklar nedeniyle kekemeliğe, çeşitli yüz ifadeleri, tekrarlayan beden hareketleri (ayağı yere vurma, kolunu sallama vb.) eşlik edebilir. Kekemeliğin oluş nedeni tam olarak bilinmiyor. Genellikle ani korkuların neden olduğu düşünülmekle birlikte, korku ve korkutmalar, yatkınlığı olan çocuklarda neden olmaktan çok, tetiği çekici mekanizmalardır. Dil kısalığı gibi biyolojik ya da nörolojik etkenler saptanmamıştır. Ailesinde kekemelik olan çocuklarda daha sık görülme nedeni, genetik yatkınlık kadar, aynı zamanda bir öğrenme davranışıdır.
Konuşmanın yeni kazanılmaya başladığı iki-beş yaşları arasında kekemelik ve akışta bozukluk ortaya çıkabilir. Bu, aynı zamanda çocuğun çevreyi tanımaya başladığı dönemdir. Aklından çok şey geçer, ancak konuşma hızı, hepsini ifade etmesine yetmez. Bu dönemdeki kekemeliğe fizyolojik kekemelik denir. Kekemeliğin sosyal işlevlerde bozukluğa yol açması nedeniyle yaygın olarak kaygı başlar. Kaygı kekemeliği artırır. Zamanla benlik saygısında azalma gibi sorunlar ortaya çıkar.
Kekemeliklerin yaklaşık yüzde 80'i düzelir ve bunların yüzde 60'ı kendiliğinden geçer.
Düzelme genellikle 16 yaş öncesi olur ve kızlarda daha hızlı ve daha fazla düzelme görülür. Tedavide davranışların düzenlenmesi, gevşeme ve nefes alma teknikleri sık kullanılır. Aşırı kaygı durumlarında kekemeliğin artması nedeniyle, kaygı giderici ilaçlar kullanılabilir.
PSİKOTERAPİ ÖNEMLİ
Ailenin ve çevrenin tutumu tedavi ve çocuğun sosyal yaşamı için önemlidir. Bu nedenle aile ve çocuğa yapılacak psikoterapi önem kazanır. Dalga geçilmesi, aşağılanma, dinlenmeme, konuşmanın kesilmesi gibi benlik duygusunu azaltacak, çocuğun yetersizlik duygusunu artıracak davranışlardan kaçınılmalıdır. Ailenin çocuğun sözünü kesmeden, tamamlamadan sabırla beklemesi, kendi endişesini yansıtmaması, uyarmaması önemlidir. Tedavinin amacı sadece kekemeliği geçirmek değil, çocuğun olumlu yönlerini saptayıp destekleyerek kekemeliğe önem vermemesini sağlamak da olmalıdır.
Film gerçekten çok güzel. Konuşma bozukluğu yaşamak ya da tedavi için kral olmak gerekmiyor. Ama doğru yeri bulup doğru tedavi almak ve sahte umutlardan kaçınmak gerekiyor.