Elton John'un yaptığı eşcinsel evliliğinde taşıyıcı anne aracılığıyla bir erkek çocuk sahibi olduğu haberi manşetlerdeyken, bu yılın Oscar adayları arasındaki İki Kadın Bir Erkek filmi konuşulmaya başlandı.
Tam bu süreçte yazarının gerçek adını gizlediği için Murat Renay ismiyle yayımlanan Söylenmeyen adlı yeni çıkan bir kitap, küçük bir notla birlikte yazarı tarafından gönderildi. Notta, "Anne-babaların çocuklarını daha iyi anlayabilmesi için," yazıyordu. Gündemdeki tüm bu konular bir araya gelince cinsel yönelim ve yeni aile tiplerine ilişkin bazı şeyler yazmaya karar verdim.
CİNSEL KİMLİKLER
Cinsel kimlik, cinselliğin biyolojik, psikolojik, sosyal ve zihinsel süreçlerinin etkileşimiyle oluşur ve gelişir. Cinsiyet terimi, doğuştan olan biyolojik yapımızı tanımlar. Toplumsal cinsiyet ise yaşanılan toplumun, kız ve erkek olarak belirledikleri işlevlerle oluşan rolleri gösterir. Bu roller zaman içinde ve toplumdan topluma değişim gösterir. Cinsel kimlik gelişimi kişinin kendini kadın ya da erkek olarak algılamasıdır. Cinsel yönelim ise kişinin belli bir cinsteki kişiye karşı duyduğu cinsel çekimi ve duyguları anlatıyor. Sıklıkla karıştırılmakta olan bu terimleri bilmek önemli. Cinsel yönelimler heteroseksüalite, homoseksüalite ve biseksüalite olarak sınıflanabilir. Heteroseksüalite, sadece karşı cinse, homoseksüelite ise sadece kendi ile aynı cinse ilgi duyulmasıdır. Biseksüalite her iki cinse de ilgi duyma durumunu anlatır. Bu nedenle heteroseksüel, homoseksüel ve biseksüel erkeklerin cinsel kimlikleri erkek, kadınların cinsel kimlikleri de kadındır. Homoseksüel erkekler kendilerini kadın, kadınlar da erkek gibi hissetmez. Transseksüalite ise kendi biyolojik cinsiyetini kabul etmeyerek kendini karşı cinsten biri olarak hissetmektir. Hem kadın hem de erkek için geçerlidir. Ameliyat olsun olmasın, kendini cinsel kimlik olarak karşı cinsten görür ve onun özelliklerini yaşar. Diğer bir cinsel yönelim, karşı cinsin kıyafetlerini giymek, karşı cins gibi davranmak şeklinde ortaya çıkan travestilerin yönelimidir. Baskı, kızgınlık, sorunu sadece artırır.
Ergenlik dönemini tamamlayarak genç erişkin döneme gelen çocuğunuz, yıllarca bu durumu düşünerek ve kabullenerek size homoseksüel olduğunu söylüyorsa bu durum farklıdır. Sizi kızdırsa, üzse bile cesaretli olup bu durumu size söyleyebilecek kadar iyi bir ilişkisi olduğunu düşünmeniz gerekir. Gelişim dönemini tamamlamış bir erişkin, düşünerek, inanarak size bunu söylüyorsa yapabileceğiniz en iyi şey, onu bu durumda da desteklemek ve sevmektir. Homoseksüalite sadece bir cinsel yönelim değil, bir yaşam biçimi, seçimidir. Toplum içinde önyargı ve sevgisizlikle karşılaşabileceği için, onun adına endişelenebilirsiniz. Ama durumu kabul etmekten başka şansınız yoktur. Bunun sizin namusunuzla alakası yoktur. Yetişkin bir çocuk kendi hayatını nasıl yaşayacağına kendisi karar verebilir.
GAY VE LEZBİYEN AİLELER
Henüz ülkemizde sık görülmemekle birlikte gay ya da lezbiyen ailelerle büyüyen çocuk sayısı artıyor. Çiftlerin daha önceki evlilik ya da ilişkilerinden sahip oldukları çocuklar ya da evlat edinilen çocuklar olabiliyor. Ebeveynlerin bu çocuklara kendi seçimlerinden bağımsız olarak, duygularından arınarak eğitim vermeleri gerekir. Sadece bu çocuklara eşcinsellik konusunda diğer çocuklardan daha önce bilgi vermek gerekecektir. Çünkü yaşıtlarının, "Senin nasıl iki annen ya da baban oluyor?" gibi sorularından ya da "Annem size gelmemi istemiyor, çünkü senin ailen garip," gibi konuşmalarından etkilenirler. Bunlara karşı donanımlı olmaları gerekir.
Söylenmeyen kitabına gelince; tüm bu süreçleri içtenlikle anlatan bir kitap. Sadece kendi duygularını ve yaşamını aktarmış, ne övgüler yağdırmış ne yergileri abartmış. Bilimsel bir kitap değil, ama bazı değişimleri, duyguları anlamak için yararlı olabilir. İçeriğinde ve dilinde zaman zaman 'korkutucu' söylemler var. Ama bence korkmak yerine anlamaya çalışmak, kaçmak yerine öğrenmeye çalışmak insan olmanın temel taşlarından biridir.