Yarın Türkiye'de bir yıl önce başlayan dumansız hava sahası kampanyası genişliyor. Kampanya ilk başladığı zaman "Asla uygulanmaz!" diyenler vardı. Şimdi yine aynı şeyi söylüyorlar. Arada aksamalar olsa da bir yıldır kampanya başarıyla uygulanıyor. Siz bu satırları okurken ben bir haftalık Amerika seyhatinden geri dönüş yolunda olacağım. Bu kampanyaların ilk başladığı ve uygulanmaz denilen ülkeden... Hepimizin gittiği zaman uyduğu kısıtlamaların olduğu ve sigara içen oranlarının, sigaraya başlayan genç sayısının hızla düştüğü ülkeden. Orada kimse bunun özgürlük kısıtlama olduğunu düşünmüyor. ABD'den sonra Kanada ve diğer Avrupa ülkeleri de halk sağlığını korumak amacı ile aynı kısıtlamaları getirdi. Eskiden çok rahat her yerde sigara içilen İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve diğer birçok ülkede kapalı alanlarda, toplu olunan açık alanlarda sigara içilemiyor. Hatta birçok binanın önünde sokakta sigara içenler için konulmuş uyarılar var: 'Bu binanın 20 adım yakınında sigara içmek yasaktır.' Şikâyet edenler yok mu, elbette var. Ama bu, onların kurallara uymalarını engellemiyor. Çünkü bağımlı oldukları maddeye ulaşamadıkları için kızsalar da, içlerinde bu kısıtlamanın sağlık amaçlı olduğunu, özellikle de kendi çocukları için olduğunu düşünebiliyorlar. Kısıtlamalardan etkilenen biri olarak kampanyayı destekliyorum. Havalandırmanın iyi olması, aynı alanın bir bölümünün içenlere ayrılması gibi önerilerin işe yaramadığını biliyoruz. Eskiden uçaklarda bu ayrım vardı. Uzun yolda çok sıkıntı çeksem de, bir sigara içicisi olarak her uçağa bindiğimde dumanlı ortamda nasıl uçtuğumuzu düşünüyor ve şimdi o kokuya, dumana dayanamayacağımı fark ediyorum.
NİKOTİN BAĞIMLILIĞI
Nikotin bağımlılığı, dünyanın önlenebilir bir numaralı ölüm sebebi olarak insanlığın karşı karşıya olduğu en ciddi toplum sağlığı sorunları arasında başı çekmektedir. En çok, sigara kullanımı olarak karşımıza çıkan bu yıkıcı bağımlılık, insanlığı kitlesel olarak ilgilendiren bir sorundur. Diğer madde bağımlılıkları gibi kısa dönemde yıkıcı sorunlara yol açmaması, kullanımı sırasında kişinin psikiyatrik, sosyal ve mesleki işlevlerini etkilememesi ve çok yaygın kullanımı nedeniyle yeteri kadar ciddiyetle mücadele edilmeyen sinsi bir sorundur. Üstelik pasif içicilik olarak tabir edilen, sigara içilen ortamlarda bulunmanın da ciddi riskler taşıdığı bilimsel olarak kabul edilmiş bir gerçektir.
BIRAKMA YÖNTEMLERİ GEÇERLİ Mİ?
Bilimsel olduğunu iddia eden yöntemler, bilimsellikle hiç alakası olmayan yöntemler, başardığını düşünenlerin herkese uyacağını düşündüğü kendi yönetemleri... Peki gerçek olan nedir? Psikoeğitimsel tıbbi yöntemler en sağlıklı bırakma yöntemleridir. Sigara kullanımı; kitleleri, milyonları ilgilendiren bir toplum sağlığı meselesi olduğundan, kâr amaçlı birçok yöntem yardım amaçlı sunulmaktadır. Bağımlılık ciddi, sistematik olarak ele alınması gereken tıbbi bir tablodur ve yardım almanın adresi psikiyatri hekimleridir. Ancak konu çok ağır sonuçlar doğurduğundan psikiyatristlerin burada tek başlarına yeterli olamayacağı düşünülerek, bu konu birinci basamak sağlık hizmetlerinde, eczanelerde, göğüs hastalıkları uzmanı doktorların çalışma alanında ele alınmaktadır. Sigara içimi ile, nikotin saniyeler içinde beyine ulaşır. Nikotin insan zihninde uyarıcı, dikkati artırıcı bir etkiye sahiptir ve nöronların çalışma mekanizması üzerinde etkilidir. Düzenli kullanımı ile insan beyni nikotine temel işlevlerini yerine getirmek için gereksinim duymaya başlar ve bağımlılık gelişir. Sigara bırakma ile gelişen 'yoksunluk sendromu' olarak tarif ettiğimiz tıbbi tablo buna bağlı olarak gelişir ve ortalama 15-20 gün içerisinde gerileyerek geçer. Bağımlılık kavramında iki temel esas, yoksunluk ve tolerans sigara ve diğer nikotin ürünlerinde görülür. Sigara bırakmak için bilimsel yöntemlerden yardım almak ve bunu istemek gerekir. Başkalarının sağlığını umursamasak bile, kendi sağlığımız için, çocuklarımız için kampanyayı desteklememiz ve bırakma için adım atmamız gerekir. Ayrıca işsiz kalacağını düşünen restoranlara tatlarını daha iyi hissederek yemek yemenin zevki için daha çok gidebiliriz. Sigara içilmeyen ülkelerde iyi restoranlar, güzel yemek ve ortam sağlayan yerler hiç boş kalmıyor. Bizim de boş bırakmayacağımıza ve restorana sigara içmeye değil, yemek yemeğe ve eğlenmeye gittiğimizi göstereceğimize inanıyorum.