Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Şahane bir keşif: Dârüşşifa

Fatih’in oğlu Sultan II. Bayezid tarafından kurulmuş, Avrupa Müze Ödülü’nü almış, Avrupa Kültürel Miras Birliği’nden de en iyi sunum ödülüne layık görülmüş. Şu anda Sağlık Müzesi olan Dârüşşifa (hastane) Edirne’deki en müthiş keşfim; gezdim ve hastası oldum

Edirne'de, Sultan II. Bayezid Külliyesi'ndeyiz. Buraya adını da veren kurucusu, Fatih Sultan Mehmet'in de oğlu. Osmanlı'nın İstanbul'dan önceki başkenti Edirne'ye bir külliye kazandırmak ama esas olarak da burayı bir dârüşşifaya yani hastaneye kavuşturmak amacıyla 1484'te temeli atılıyor, 1488'de de hizmete açılıyor.
Günümüze ulaşmış en eski Osmanlı kurumlarından kendisi... Dârüşşifa (hastane), tıp medresesi, tabhane (misafirhane), cami, imaret (aşevleri-depo) gibi bölümleri var ve hastane hizmetini tamamlayan bu diğer kısımlarıyla da dönemin sağlık ve sosyal yardım anlayışını gösteriyor. Mimari tasarımı ve uygulamalarıyla çağını aşan bir sağlık kurumu özetle...



ÜÇ BÖLÜMDEN OLUŞUYOR
Şu an Sağlık Müzesi olarak gezilen Dârüşşifa'yı üç bölüme ayırabiliriz:
İlk bölümde poliklinik, özel diyet mutfağı ve personel odalarını sayalım. Mutfakta hekimlerin hastalara tavsiye ettiği yemekler pişiyor. Evliya Çelebi, Dârüşşifa mutfağında günde üç kere "divanelere" ve hastalara, dertlerine göre nefis yemekler çıktığını, avcıların getirdiği keklik, sülün, kaz ve ördek gibi av hayvanlarının da yine doktorların tariflerine göre pişirildiğini anlatıyor.
İkinci bölüm ilaç deposu ve üst düzey personel için... Ne gibi ilaçlar diye soracak olursanız: "Dişi engerek yılanı bazı tabletlerin ana maddesiydi. Salyangoz, solucan, istiridye, örümcek, deniz yengeci ile süt, yumurta, bal, balmumu, geyik boynuzu, kaplumbağa kabuğu, keçi tırnağı, kunduz hayası, baykuş beyni ilaç terkiplerine girerdi."
Üçüncü bölümse yataklı kısım... Altı kışlık ve dört yazlık yatak odasıyla bir musiki sahnesinden oluşuyor burası. Odalar ile sahne, büyük ve yüksek bir kubbeyle örtülü, şadırvanlı bir salon etrafında çevrelenmiş. İnsanın aniden hasta olası geliyor!
Önceleri her türlü hasta kabul ediliyor bu şifahaneye, sonra ise sadece akıl ve ruh hastalarının tedavi edildiği bir merkez haline geliyor. Dönemin tıbbi bilgilerinin yanında su sesi, müzik ve güzel kokular da kullanılıyor.
Evliya Çelebi 1653'te şöyle anlatmış Dârüşşifa'daki akıl hastalarını:
"Dârüşşifanın odaları çeşitli hastalıklara tutulmuş zenginler, fakirler, yaşlılar ve gençlerle doludur. Hastalar kışın ateşler yakılarak ısıtılmış odalarda yumuşak döşekler ve yorganlarla ipek yuvarlak yastıklara dayanıp inlerler. Bazı odalarda delilik mevsimi olan ilkbaharda, Edirne'nin aşk deryasına düşmüş sevdalı âşıklar çoğalır.
Bunlar hekimin emriyle bu tımarhaneye getirilirler, aslan gibi kükreyerek yatarlar. Kimisi havuz ve şadırvanlara bakıp Kalender hülyası sözler ederler. Bir kısmı da büyük kubbenin etrafında olan çiçek bahçesindeki kuşları dinleyip delilere mahsus ölçüsüz ve perdesiz yüksek seslerle feryad ederler. Özellikle bahar mevsiminde Edirne'nin dilberleri bimarhaneye gelip divaneleri seyrederler.
O dilberleri gören bu hakir Evliya'nın deli olası geldi. O derece güzel kızları vardır. Eski hekimlere göre, güzel yüz, güzel ses, saz sesi ve güzel söz insanın içini açıp gamını dağıtır."



KADROLU BUHURİ
Güzel kokunun ruha ferahlık verdiği düşünüldüğünden, kadrolu bir buhuri (buhurcu-tütsücü) var dârüşşifada. Hastaların ruhları rahat etsin diye sabah akşam tütsü yakıp hastaneyi güzel kokutuyor.
Baharda dârüşşifanın bahçesinden toplanan yasemin, gül, şebboy, karanfil, erguvan, sümbül gibi kokulu çiçekler hastaların ellerine veriliyor. "Kimi hastalar bu çiçekleri koklar, kimileri yer, kimileri de ayaklarının altında çiğnerdi" deniyor.

MUTLULUK İÇİN LAVANTA
Hangi psikolojik hale hangi koku tavsiye ediliyor peki? Kızgınlığa karşı lavanta ve bergamot. Unutkanlığa karşı zencefil, biberiye, fesleğen, limon, greyfurt, kişniş.
Uykusuzluğa karşı lavanta, mandalina, kedi otu, sandal ağacı, limon, ıhlamur. Zihin dalgınlığına karşı zencefil, karabiber, biberiye. Mutluluk içinse portakal, gül, yasemin, kişniş, zencefil, ıtır.
Ama en iyisi tüm sıkıntıları biriktirip Edirne'ye gitmek... Dârüşşifa gezmesi, şifa garantili...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA