Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Trakya’da tarih, doğa, inanç rotaları

Trakya, tatil denince en akla gelen bölge değil mi? O zaman ilk durağımız Kırklareli olsun. Oradan Edirne, sonra Tekirdağ... Tarihi Tren Garı’ndan Rakoczi Müzesi’ne, Longoz Ormanları’ndan Uçmakdere’ye, geçelim. Tarihin, doğanın, inancın peşinde, bölgenin gücüne hayret edelim...

Tarih rotası... Doğa rotası... İnanç rotası... Lezzet rotası... Böyle dörde ayırmışlar. Dördünün toplamına da Trakya Turizm Rotası adını vermişler. Sonuncuyu bugünkü Sabah Pazar'a yazdım. İlk üçününse yeri burası... Trakya bölgesini tüm turistik değerleriyle tanıtmayı hedef alan bir projeyle tanıştım. Önayak olan, Trakya Kalkınma Ajansı. Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ illerinin belediyeleri, kültür turizm müdürlükleri, üniversiteleri, sivil toplum örgütleri de işin içinde. Amaç bu üç şehrin tarih, doğa, inanç ve gastronomi alanlarında bir bütün olarak tanıtılması yani bir nevi sinerji yaratılması... İstanbul'dan yola çıktık. İstikamet Kırklareli... Oradan Edirne'ye geçecek, sonra Tekirdağ'a varacağız. Bakalım nelerle karşılaşacağız...

DOĞA

Kırklareli
Geniş kumsallar

Hava/mevsim itibarıyla kısa geçiyoruz doğa kısmını. Karadeniz'in en batı ucundan başlayan geniş kumsallı İğneada, burada. Çok rağbet gören bir tatil destinasyonu malum kendisi.
Longoz Ormanları benzersiz bir ekosisteme sahip... Bir adı da Subasar Ormanları. Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ise ikinci büyük longoz ormanları ekosisteminden bahsediyoruz. Dünyada sadece üç örneği var.
Kofçaz ilçesinin Elmacık köyü bir yamaç paraşütü merkezi olma yolunda, haydi rast gitsin.

Edirne
Mavi bayraklı plaj

Meriç ile Tunca buranın en önemli iki nehri. Etraflarında mesire yerleri, çay bahçeleri, dinlenme tesisleri... Gelinlere iyi fon teşkil ediyor!
Edirne'de yüzme denince ilk akla gelen plajlardan biri Enez Plajı. Su akıntıları fazla, sanayileşme yok, su temiz. Erikli Plajı, Saros Körfezi'nde bulunan mavi bayraklı bir plaj. Trakya'da bulunan Ege Denizi sahil şeritlerinden... Onun gibi yine Keşan'da bulunan Mecidiye-Uzunkum da yüzmeye elverişli bir kumsal...

Tekirdağ
Su sporları için

Şarköy, bu ilin yaz turizminde payı olanlardan. Poyrazıyla su sporlarına da uygun...
Kastro yeşille mavinin kesişim kümesi gibi. Bir adı da Çamlıköy. Burada Bahçedere'de kayıkla gezmek çok zevkli.
Kumbağ, Cumhuriyet döneminde Rum balıkçı köyüymüş. Kışın sakin ama yazın özellikle İstanbullusu çok oluyor.
Şahane adıyla Uçmakdere, memleketin en önemli yamaç paraşütü noktalarından. Şarköy'ün bu köyünde Nişantepe'de yükselen adrenalin, Ayvasıl'da normale dönüyor.

TARİH

Edirne
En eski spor organizasyonu

Enez Kral Kızı Bazilikası ve Enez Su Terazisi, Roma dönemine kadar gidiyor. Antik Ainos kentindeyiz.
Edirne tarihi demek, esas olarak Osmanlı tarihi demek ama tabii... Başkentlik yapmış olmak bunu gerektirir!
Köprüsü bol: Ergene Nehri üstünde Uzunköprü... Tunca'nın üstünde Fatih Köprüsü ve İkinci Beyazıt Köprüsü... Halk arasında Saray Köprüsü de denen Kanuni Köprüsü...
Mimar Sinan'ın Edirne'de emeği büyük... Selimiye Camii başyapıtı... Bir dönem Divan-ı Humayun olarak kullanılan Adalet Kasrı da Kanuni tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmış. Türkiye'deki en büyük kubbeye sahip olan hamam unvanlı Sokullu Hamamı da onun eseri... Ali Paşa Çarşısı da yine onun elinden... Vakıf Müzesi keza...
II. Beyazıt Külliyesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük sosyal yapılarından.1488 doğumlu. Şu anda Trakya Üniversitesi tarafından müzeye dönüştürülmüş durumda. Sağlık Müzesi olan Darüşşifa, 2004'te Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü'nü almış. Şaşırtıcı hikâyeler anlatan bir müze, çok sevdim.
Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 2010 itibarıyla UNESCO'nun Somut Olmayan Dünya Mirası listesine dahil. Sarayiçi Kırkpınar Er Meydanı, her yıl dünyanın bu en eski spor organizasyonlarından birinin düzenlendiği biraz 'tartışmalı' yer.

Kırklareli
143 yıllık tren garı

Yatay ahşap tezgâhlarda yün ipliğinden seccade, yolluk, heybe... Kırklareli dokumacılığı M.Ö. 8000'li yıllara dayanıyor.
Kanlıgeçit Höyüğü, Balkanlar'da bilinen en eski kentsel yerleşim birimi. M.Ö. 3000'li yıllar civarı...
Vize, dört yıl önce Cittaslow'un 'Sakin Şehir' unvanını almış. Roma döneminden kalma kalesi ve antik tiyatrosu var.
Hızırbey Hamamı, Çifte Hamam diye de anılıyor, kadınlar ve erkekler için iki girişi var çünkü.
İğneada Deniz Feneri ya da Limanköy Feneri, olmadı Fransız Feneri. Sultan Abdülmecit döneminde Fransızlara yaptırılmış çünkü.
İstasyon Garı ve tren hattı, 1873'lü Edirne-İstanbul hattına Alpullu'da kavuşmak ve Kırklareli'ni İstanbul'a bağlamak için Avusturyalı bir inşaat firması tarafından yapılmış.
Bulgar, Rum ve Yahudi nüfusa sahip bir mahalledeyiz: Yayla Mahallesi. Evlerin mimarisi, açık hava müzesi havası estiriyor.

Tekirdağ
Rakoczi Müzesi

Antik Roma kenti Perinthos'tan Rüstempaşa Bedesteni'ne uzanılabilir. Ama burada en görülecek yer Rakoczi Müzesi. Macar Prensi II. Frenc Rakoczi 1720'de burada yaşamaya başlamış. Avusturyalılara karşı Macar ayaklanmasının başına geçen prens, Osmanlılara sığınmış. Ölene kadar da tam 15 yıl bu binada oturmuş.

İNANÇ

Kırklareli
Gün boyu ibadete açık

Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, tahmin edileceği gibi adını aldığı isim tarafından dönemim baş mimarı Mimar Sinan ve ekibi Hassa Mimarlar Teşkilatı'na inşa ettirilmiş. Külliyenin en önemli yapısı Sokullu Mehmet Paşa Camii. Lüleburgaz'ın en önemli camilerinden olan bu yapı büyük kubbeleriyle dikkat çekiyor ve gün boyu ibadete açık.
Hızırbey Külliyesi; Hızırbey Camii, çifte hamam, arasta ve çeşmeden oluşuyor. 1383 doğumlu. Şu anda o da ibadete açık.
Cedit Ali Paşa Camii, Babaeski'de. Mimar Sinan'ın işi; zaten de Selimiye Camii'nin küçük bir modeli gibi.
6-9. yüzyıllara ait kaya manastırlarının en güzellerinden Aya Nikola Manastırı da, 14. yüzyılda camiye dönüştürülen Küçük Ayasofya Kilisesi de Vize'de. Yani Gazi Süleyman Paşa Camii.

Edirne
Selimiye'ye mutlaka gidin

Edirne'de tek bir yer görme hakkınız varsa, Selimiye Camii ve Külliyesi olmalı o. Bu yapıt, Mimar Sinan'ın 80 yaşındaki 'Ustalık Eseri'. Tekniğiyle de estetiğiyle de eşsiz. İhtişamdan büyüleniyorsunuz. Başka bir yazıda uzun uzun konuşuruz Selimiye'den; şu anda sadece kelimeler değil yer de kifayetsiz...
Muradiye Camii ilk olarak Edirne Mevlevihanesi olarak yaptırılmış, olağanüstü çinileriyle meşhur. Keşan Hersekzade Camii kurşun kaplı kubbesindeki kalem işlemeleriyle dikkat çekiyor. Gazimihal Camii, Has Yunus Bey Camii diye devam ederiz ama Selimiye'nin olduğu şehirde onların boynu bükük haliyle.
Edirne Büyük Sinagogu, Avrupa'nın en büyük ve dünyanın üçüncü büyük sinagogu. Viyana Sinagogu örnek alınarak Fransız bir mimar tarafından inşa edilmiş. İyi bir restorasyon geçirmiş, şu an pırıl pırıl.

Tekirdağ
Mimar Sinan'ın eseri

Rüstempaşa Külliyesi, Kanuni'nin sadrazamı ve de damadı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmış. Geniş bir avlu içindeki Rüstempaşa Camii'nin kubbe eteklerine kadar her tarafı çinilerle kaplı. Özellikle lale motifli olanlar, Osmanlı çini sanatının en başarılı örneklerinden sayılıyor.
Merkez Camii olarak da bilinen Eski Camii, eski adı Vasat Camii olan Orta Camii, Ayazpaşa Camii, Mirliva Camii... Gazi Ömer Bey Camii, Osmanlılar tarafından Rumeli'de yaptırılan camilerin en eskisi. Bir de Süleymaniye Camii var ama abartmayalım, Tekirdağ'daki, İstanbul'dakiyle yarışamaz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA