Önümüz seçim.. Siyasi partiler yine meydanlarda özgürlüklerden, insan haklarından bahsedip yapılması hayal olan vaatlerde bulunacak!
Yıllardır dinledik. Artık içi boş vaatlerden bıktık. Yaklaşık 9 milyon engelli ve ailesi maalesef cek, cak, cuklarla oyalandı. Bugüne kadar geçen sürece baktığımızda siyasi partilerin engelliler alanında duyarsız kaldığını gördük.
Çünkü, Cumhuriyet'in ilanından sonra iktidara gelen hükümetler engelli yurttaşlarımız için yasal düzenlemeler yaptı. Bunlara ek olarak "AB İlerleme Raporu"yla engellilerin "özlük hakları"nın düzeltilmesi amacıyla kapsamlı ve çağdaş çözümler için çalışmalara hız verildi. Yetmedi, Anayasa'nın 10'uncu maddesine "pozitif ayrımcılık" da getirildi. Olayı daha iyi anlamanız için gelin, 86 yıllık süreçte, fazla geriye gitmeden 31'inci hükümetten başlayarak devletin özürlülere yönelik icraatlarına bakın kararınızı öyle verin.
31'inci hükümet
Süleyman Demirel liderliğinde 31'inci Hükümet 3 Kasım 1969'da "Sakatları parasız tedavi imkânlarına kavuşturalım" dendi. Ancak 56'ncı Hükümet'e kadar geçen süreçte özürlüler konusuna duyarsız kalındı.
57'nci hükümet
Bülent Ecevit'in döneminde özürlülerin istihdamı için yasal zorunluluk getirildi.
Kanun hükmünde kararnamelerle sorunlara el attı.
1997'de 571 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresi Başkanlığı kuruldu.
Sağlık Kurulu Rapor Yönetmeliği çıkarılarak, "Özürlü Kimlik Kartı" dağıtılmaya başlandı.
Bilimsel nitelikte kitaplar yayımlandı.
Özürlüler Şûrası toplandı.
İşitme engelliler taraması yapıldı.
Çevre düzenlemesi için yönetmelikler çıkarıldı.
58'inci hükümet
Abdullah Gül döneminde hükümet programında özürlülere önem verileceği söylendi. Kararlılığını Meclis'e iki engelli vekil sokarak gösterdi. Gül'ün iktidarı kısa sürdü. Sorunlara da yeterince el atılamadı.