Galatasaray dün gece önemli ve diri bir rakibi yendi. Belli dönemler dışında belki de sezonun en iyi futbollarından birini oynadı. Ama iki büyük problem sezonun yarısına gelinmiş olmasına rağmen sürüyor.
İlki: Galatasaray'ın komik, tuhaf, hatta amatör takımların bile yapamayacağı defans hataları. İkincisi ise bazı oyuncuların fizik güçlerinin son yarım saatte düşmesi.
Dün gece yine maçın adamı Kader Keita oldu. İlk yarıda lokomotif gibiydi; deldi geçti, gol pasları verdi, ikinci devrede de Elano'dan aldığı mükemmel arapasını yine mükemmel keserek Kewell'a golü attırıverdi.
Ama aynı Galatasaray ikinci devre 10 dakika boyunca adeta dağıldı. Gençlerbirliği biraz becerikli biraz soğukkanlı olsa, Galatasaray'ı üçleyip bırakırdı.
Galatasaray savunması rakibi ofsayta bırakmak için çıkıyor ama çıkışlarda da Caner içeride kaldığında Gençlerbirliği oyuncuları Leo Franco ile karşı karşıya kalıyorlar.
Böyle hataları bu sezon çok gördük.
Yine kornerden gelen topta paylaşım hatası yaptılar. Top direkten dönmese sonuç farklı olabilirdi. Ama Galatasaray'ın sağdan ve soldan gelen akınları çok etkiliydi.
BİLAL OYUNDAN ATILMALIYDI
Kewell'ın bireysel tecrübesi fazla. Ancak kafa toplarında çok etkili değil ve ceza alanında çok yalnız kalıyor. Bu tür kanat ortaları geldiğinde Galatasaraylı oyuncuların rakip ceza alanı içinde çoğalmaları şart; aksi halde gol dün geceki gibi bazı oyuncuların bireysel yeteneklerinden geliyor.
Özellikle ilk yarı Galatasaray çok iyi oynadı. Rakibe pozisyon vermedi. Ama belli dönemlerde defansın tuhaf işler yapmasına Rijkaard mutlak çözüm bulmalı.
Hakem Kuddusi Müftüoğlu iyi maç yönetmedi. Arda'nın dirseği ile attığı golün iptali doğru ama sarı kart nerede?
Yine Kewell için iptal edilen golde kalkan ofsayt bayrağı doğru ama Bilal'ın, Keita'nın diz kapağının yanına basmasını sadece sarı kartla geçiştirip Bilal'i oyundan atamaması, çağdaş hakemlikle bağdaşmıyor.