İlk 11'ler açıklandığında bir de baktık ki öyle tuhaf bir kadro oluşturulmuş ki sanki Beşiktaş'a beraberlik yetiyor. Defansif ağırlıklı oyuncular sahada ama oyunu çözebilecek futbolcular Denizli'nin yanında oturuyorlar. Tello dışında topla kavga etmeden oynayabilen tek oyuncu yok ilk 11'de. Peki şimdi sormak lazım: Zaten defansif anlamda sıkıntı yaşayan CSKA Moskova'yı kim açacak?
Adamların iki önemli savunma oyuncusu doping nedeniyle ceza almış, aralara oynayabilecek Yusuf'tan, Tabata'dan niye yararlanılmaz? Tabata bu takıma niye alındı? Yusuf gibi bir hareketle sonucu değiştirebilme kapasitesine sahip bir oyuncu niye kenarda oturuyor?
Tabii ki bunların cevabını vermekle yükümlü olan kişi Sir Mustafa Denizli. Üstüne üstlük Beşiktaş kontratak oynayabilecek futbol yapısına da sahip değil. Hemen belirtelim oyunun başında Tello'nun kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyon gol olsa bu kadro mantıklı olabilirdi.
SAHADA ÇAĞDIŞILIK DİZ BOYU
Ama oyunun başında ilk golü Beşiktaş'ın atacağının garantisi yok ki. Dün geceye bakıyoruz çağ dışılık diz boyu. İbrahim Toraman'a yüzde yüz markaj görevi verilmiş. Rakibin en önemli oyuncusu Dzagoev'i tutmakla görevli. Neredeyse tuvalete gitse o da gidecek. Ama top Beşiktaş'tayken İbrahim Toraman hiç yok. Aslında Beşiktaş ilk 20 dakika dışında da sahada pek yok.
Kanatlar kullanılamıyor, istenilen şutlar çekilemiyor, iyi ortalar yapılamıyor. Peki gol nasıl gelecek? Bu sorunun cevabını da Mustafa Denizli vermek zorunda. Son dakikalarda sol bek İbrahim Üzülmez bir kere çıktı, iyi kesti ve Bobo golü yaptı. Hepsi bu kadar.
Rakibe bakıyoruz 1-2 oyuncusu çok iyi, ama takım olarak baktığımızda Beşiktaş'tan iyi değiller. Ama Beşiktaş dün gece yakalayabileceği ya da yakalaması gereken Avrupa Ligi şansını Denizli'nin hatalarıyla kaybetti.
Son bir ayda dünyada en çok konuşulan hakem İsveçli Martin Hansson sahadaydı. Herhalde sahada maçın başında en çok stres yaşayan insan odur ama maçın genelinde fena değildi. Ufak tefek hatalar dışında da sonucu etkileyen yanlış yapmadı.