CHP'deki vatanperver Atatürkçüler bu tezgahı görmeli ve Kemal Kılıçdaroğlu'na 'dur' demelidir!
Sonra 'eyvah' para etmez!
Çünkü güzelim yurdum CHP'nin eliyle ABD ve İsrail'e pazarlanıyor!
ABD, Türkiye'yi teslim almaya yönelik operasyona 2013'te başladı.
FETÖ tek başına değildir.
Arkasında CIA ve MOSSAD var.
CHP'yi böyle ele geçirdiler.
Onur Öymen, Yılmaz Ateş, Yıldıray Sapan gibi vatanperver Atatürkçüleri partiden attılar.
Yerlerine Mehmet Bekaroğlu gibi Atatürk'e 'kefere' diyenler getirildi.
FETÖ, CHP'yi acayip dönüştürdü...
Mahrem görüntülerle asırlık partiyi esir aldı FETÖ şerefsizi!
Vatanperver Atatürkçüler içi boş bahanelerle partiden atıldı.
FETÖ, CHP'nin PKK ile işbirliğine giden yolunu böyle açtı.
Toplumu ayrıştıracak ne varsa yaptılar.
Şimdi de CHP saflarından kulaklara 'darbe' nağmeleri üfleniyor.
Zaten CHP eskiden beri darbelerin içindedir.
Kılıçdaroğlu'nun 'darbe' karşıtı söylemleri aldatmacadır.
Daha önce 'tankın üstüne ilk ben çıkarım' demişti.
Ama tankların arasından sıvıştığını 15 Temmuz gecesi tüm Türkiye gördü!
Kahve içerek Erdoğan'ın alınmasını beklediğini de...
Gülen gibi darbeye 'tiyatro' dedi.
Sonra o kanlı geceyi 'kontrollü darbe' ilan etti.
Darbe söylemleri,
CHP'nin dönüşme operasyonu,
Partiden Atatürkçülerin atılması, CHP'li yöneticilerin toplumu geren açıklamaları sinsi bir planın parçasıdır.
Atatürkçülere getirilen 'konuşma' yasağı CHP'nin nasıl bir diktatör tarafından yönetildiğinin kanıtıdır.
ABD'nin Türkiye'yi teslim alma planına maalesef CHP hizmet ediyor.
***
Darbelerin gerekçesi olarak hep adalet, Atatürk, din, laiklik, özgürlük ve demokrasi gösterildi.
Tabii hiçbir alakası yoktu!
Sadece beylik laflarla millet kandırıldı.
Darbeler ABD'nin para, finans ve enerji yollarının kontrolü için yapıldı.
Bu gerçeği gören çok az insan var.
Çok darbe gördük.
1960 ve 80 askeri darbesi gibi,
12 Mart askeri muhtırası gibi,
28 Şubat medya darbesi gibi,
17-25 Aralık hukuk darbesi gibi,
Gezi darbesi gibi,
Dolar darbesi gibi.
Hepsinin içinde CHP vardı...
"Laiklik elden gidiyor" dediler!
"Diktatörlük var!" dediler!
"Özgürlük ve demokrasi!" dediler.
Yalan söylediler!
Darbelere alet edilen sloganlar ise tek merkezden pompalandı.
İnsanları kullandılar.
Kimse kullanıldığının farkına varmadı.
***
Demokratik açılım!
Demokratik hak!
Demokratik özgürlükler!
Demokratik hukuk!
Demokrat kişi!
Demokrasi şöleni gibi lafları duyduğunuz an bir besmele çekin!
Çünkü toplumun içine sokulacak ne kadar pislik ve kir varsa demokrasi ile legal hale getiriliyor.
Demokrasi lafı her kiri saklıyor.
Saltanat deyince de aklınıza sadece padişah veya kral gelmesin.
Komünizmde "sınıf saltanatı" var.
Kapitalizmde "paranın saltanatı." Demokraside ise milleti yönlendiren küresel güçlerin saltanatı var.
Askeri düzende asker saltanatı var.
Nuri Demirağ, Nuri Killigil, Vecihi Hürkuş gibi isimleri böyle yediler!
Şimdi Selçuk Bayraktar'a kafayı taktılar!
Erbakan'ın temelini attığı Aselsan'ın inşaatını durduran bunlardı.
Aselsan'ın yazdığı destanlar ortada.
Bayraktar'ın ürettiği SİHA'larla PKK'nın, Hafter'in ve Esed'in tarumar olmasından çok rahatsız oldular!
Selçuk Bayraktar'a öfkeleri bundan!
Silah baronları da kızgın!
İçteki aracıları da...
Çünkü çark kırıldı, çark!
