Dün Başkan Erdoğan'ın vahşi şekilde öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili sorduğu önemli sorular mutlaka cevabını bulacaktır. Suud Başkonsolosluğu'nda öldürülen Kaşıkçı önemli bir gazeteciydi. Gazetecilik dünyanın her yerinde yaşamın güzel ve çirkin taraflarını önümüze seren saygın bir meslektir. Ama bu mesleği kötü amaçları için kullananlar da var.
***
Başımdan geçen bir olayı anımsadım.
Adana'ya ilk geldiğim yıllardı.
Bana bağlı illeri bir bir geziyor, kamu kuruluşları ve STÖ'lerle, bazı iş insanlarını ziyaret ederek çalışmalarımız hakkında bilgi veriyordum.
Ayrıca bizden bir istekleri olup olmadığını öğreniyordum.
İlk durağım Gaziantep'ti…
Vali beye gittik.
Beraberimde gazetemin o günkü Gaziantep Büro Şefi Meral Kınacılar ve reklam müdürümüz vardı.
Gaziantep Valisi Lütfullah Bilgin bizi karşıladı.
Makama geçtik.
Tanışma faslı sırasında valinin ağzından dökülen sözlerini ömrüm boyunca unutamam.
Valinin ilk sözü:
"Gazeteci denince aklıma kadın satıcısı gelir" şeklindeydi.
Afallamış bir halde durumu kavramaya çalışırken o ikinci bombayı patlattı.
"Gazeteci denince aklıma uyuşturucu satıcısı gelir" dedi.
***
Hoppalaaa!
Adama bodoslama dalacağım ama yer uygun değil ki...
Orası valilik makamı.
Bu laflar da yenecek gibi değil.
Acayip sinirlendim.
Belli etmemeye çalışırken içimden;
"Göreve başladığım hafta başıma gelene bak!" dedim.
Valinin gözlerinin içine bakarak da;
"Sayın Vali;
Yıllardır bu mesleği şerefimle yapıyorum.
O dediğiniz şeylerle gerçek gazetecinin işi olmaz. Bu tür işleri yapanları biz ancak üçüncü sayfaya haber yaparız. Bu meslek kutsal bir meslektir. Parasızlıktan çocuğuna süt alamadığı için intihar eden meslektaşlarım oldu. Kalemini satanla karşılaşmadım!
Buna mukabil meslek hayatımda ruhsat satarak villa diken çok vali gördüm" dedim.
Sesim ve sözlerim onu şaşırtmıştı.
Tam odadan çıkacakken; "Yanlış anladınız Ersin bey. Burada bir Yaprak TV vardı. Sahibi Captagoncuydu, pardon" dedi.
Ardından bazı yerel gazete sahiplerinin meslekle bağdaşmayan işlerinden söz etti.
***
Geçen gün de Gaziantep'te bir gazete sahibinin yanında çalıştırdığı iki kadına fuhuş yaptırdığını, kadınlarla beraber olan iş insanlarını kameraya aldırıp sonra şantaj
yaptığını gazetelerde okuyunca valinin sözleri aklıma geldi.
Mahsuni S. fuhuş yaptırdığı Sibel G. ve Hülya T. ile birlikte olan kişileri gizlice
kameraya aldırıyor, sonra da o görüntülerle ilgiliyi tehdit ediyordu.
Şikayet üzerine gazete patronu ve elemanları gözaltına alınıp tutuklandı.
O gazete patronunun asıl işi otobüs muavinliğiymiş.
Bir yakınının gazetesinde getir götür işi yaparak gazete sahibi olmuş.
Oysa yerel medya önemli.
Yerel basın, yöneten ile halk arasında bir köprüdür.
Yerel gazetelerin demokrasinin gelişmesinde de büyük katkısı vardır.
***
Gaziantep örneğinde olduğu gibi medyayı rezil amaçları için kullananlar var maalesef.
Bu tipler medyanın sihirli gücünü paraya tahvil etmek ister.
Kimi medyayı siyaseti için kullanır.
Kimi hainliğini bu yolla yapar.
Kimi de ticaretini…
Artık ülkeler de eskisi gibi topla tüfekle savaşmıyor.
Medyanın gücünü kullanarak rakiplerini ortadan kaldırıyor.
ABD-Irak savaşının dehşetini dünya CNN'in tanklara taktığı kameralardan izledi.
Fetullah Gülen de, medya sayesinde kendine büyük güç sağladı.
Gülen'e ait yüzlerce dijital platform, gazete, dergi ve televizyon vardı.
Erbakan ve Çiller iktidarını yıkan medya idi. 15 Temmuz da Türkiye'nin işgalini önleyen de...
Kaşıkçı gibi yazdıklarıyla ve ölümüyle dünyayı etkileyen gazeteciler de vardır.
Prens Salman gibi diktatörlerin hoşlanmadığı da bu tip gazetecilerdir.