Sıcak bir Haziran sabahı keşanının altına sakladığı 14'lü tabancası ile yola düştü Emine.
İki çocuğu vardı, 3.'süne ise hamileydi.
Köyün güzel kızıydı.
Kocasından başkasına hiç bakmadı.
Alçağın biri peşine takılmıştı.
Kulağına köpek uluması geldi.
Hayra alamet değildi bu.
"Birisi ölecek demek" dedi içinden!
Namluya mermiyi sürerken aklına geldi Mustafa'yı öldürmeye gittiği.
Guguk kuşu da bağırıyordu…
Uğursuz kuş da ölüme işaretti.
Eskilerin dediği doğruymuş meğer!..
Yoksa "Kuşlar ve köpekler ne bilsin Mustafa'yı vuracağımı" dedi içinden.
Şarjörde 14 kurşun vardı.
Hepsini üstüne boşaltacak delik deşik edecekti şerefsizi…
Sabah sabah bunun için çıktı yola.
Mustafa'nın evi uzak değildi.
Emine hızlı hızlı yürüyordu.
Bir an önce gidip işi bitirmek için.
Dedikodular delirtmişti kadını.
Bi daha hiç konuşamayacaktı.
Küçük yerlerde namusla ilgili dedikodularla yaşamak mümkün değildi.
Üstelik adam da durmuyordu…
Haber göndermiş, hatta yalvarmıştı.
Utanmaz susacağı yerde 'Karnındaki bebek de benden' demişti.
Öfkeyle eve yaklaştı Emine.
Kapıya varınca iki çocuğu ve kocası geldi aklına.
Sertçe açtı kapıyı.
Mustafa, karısı Nebahat ile birlikte kahvaltı yapıyordu.
Emine'yi görünce her karşılaştıklarında yaptığı gibi pis pis sırıttı yine.
Genç kadın 'Ben sana namusumla oynama demedim mi' diye bağırdı ve elindeki silahı Mustafa'ya doğrulttu.
Mustafa ve karısı buz kesti.
Bunun bir şaka olmadığını anlamışlardı.
Emine peş peşe bastı tetiğe…
Bir yandan da "Sana namusumla oynama demedim mi şerefsiz" diye bağırıyordu.
Silah sesleri acı acı inletti köyü.
Şarjörün tamamını Mustafa'nın üstüne boşalttı genç kadın.
Kahvaltı masası kan gölüne döndü.
Mustafa'nın gözleri açıktı can verirken.
Kurşunlardan ikisi de Mustafa'nın karısına isabet etmişti…
Namusu için iki kişiyi öldüren Emine tabancasıyla birlikte jandarmaya teslim oldu.
***
Emine, uzun bir yargılama sonunda iki kişiyi öldürmekten 48 yıla mahkum oldu.
Ancak hafifletici sebepler ve tacizi göz önünde bulunduran mahkeme genç kadının cezasını 27 yıla indirdi.
Cezaevine girdiğinde hamile olan Emine, 5 ay sonra bir kız çocuğu dünyaya getirdi.
Aylanur adı verilen bebek, hiçbir suçu yokken annesiyle birlikte cezaevinde yaşamaya başlamıştı.
Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün eşi Fatma Türk'ün Trabzon Bahçecik Cezaevi'ni ziyareti sırasında kucağına aldığı Aylanur'un dramı basına yansıdı.
Bu haberlerden etkilenen Rahşan Ecevit af için düğmeye bastı.
Fatma Türk sayesinde Aylanur haftanın beş günü kreşe gitmeye başladı.
Gardiyanlar cezaevi arabasıyla her gün Aylanur'u kreşe getirip götürdü.
Rahşan Ecevit'in gündeme getirdiği af uzun tartışmalardan sonra 'Şartlı Salıverme Yasası' olarak 8 Aralık 2000'de kanunlaştı.
57 bin mahkum bu sayede cezaevinden çıktı.
***
2000'de çıkan affa 'Rahşan affı' diyorlar ama aslı 'Aylanur' affıdır.
SSK'yı batıran Kemal Kılıçdaroğlu da Aylanur sayesinde ceza almaktan kurtuldu…
Yoksa SSK'yı batırmaktan hapis yatacaktı.
Şimdi yeni bir af söz konusu.
Bu af kimlere kadar uzanır, bilmiyoruz?
MHP'nin af teklifi siyaset ve hukuk açısından da önemli…
İnfiale neden olan davalardan yargılananların bile aftan yararlanma olasılığından söz ediliyor.
Adana Aladağ'da yanarak ölen 11'i çocuk 12 kişinin davası mesela.
Darbeci FETÖ'cülerin aftan yararlanma olasılığından da söz ediliyor.
Kamu vicdanını yaralamamak için kılı kırk yarmak şart.