Halil Kadı meselesinde burnuma pis kokular gelmeye başladı.
İplikçi Halil ismi önemli…
Adam hacıyatmaz gibi…
Bir türlü yakalanamadı gitti!..
1,5 yıldır aranıyordu.
Teslim olmasaydı yakalanmayacaktı.
Yurt dışına kaçmadı…
Aramızdaymış meğer.
Bizi izledi, konuştuklarımızı dinledi, bizimle birlikte yaşadı.
Ama biz göremedik.
Her yerde aranırken o İstanbul-Adana arasında mekik dokudu.
Bir süre Kilis'te saklandı…
Saklayanlar bile belli…
Kardeşleri nerede olduğunu biliyordu.
Hatta güvenlik güçleri içinde bile nerede saklandığını bilen vardı.
Umarım bu sorular yanıt bulmuştur.
Adam kaçak olduğu günlerde kayyumları da kontrol etti.
Hatta onlara talimat verdiği bile iddia edildi.
Adam cin, cin.
FETÖ'nün bu önemli ismi… Korunup kollanıyormuş.
Rahatça dolaşması da bundanmış…
Kaçmayı gerek görmemiş yani.
İsteseydi Suriye üzerinden istediği ülkeye gidebilirdi.
Rahattı, karışanı edeni yoktu.
Hem İtirafçı Borsası para bekliyordu…
Öyle büyük bir borsa ki bu, Rakamın telaffuzu bile zor…
3 milyarlık bir havuzdan söz ediliyor.
Kulağıma gelenlere göre Halil Kadı bastı parayı aldı garantiyi ve öyle teslim oldu…
Güya itirafçı olmuş…
Neyi itiraf etmiş ki?
Örgütü çözecek ne demiş?
Okudum anlattığı masalları…
Hepsi tırıvırı şeyler…
Daha doğrusu bilinen şeyler…
Şimdi tahliyesini bekliyordur…
Bunu da tezgâhladı mı Halil Kadı, kuş olup uçar artık.
***
11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Halil İbrahim Kibar ile Başsavcı Ali Yeldan'ı kandırması mümkün değil ama.
Halil İbrahim Kibar'ı tanırım…
Külyutmaz bir hakimdir.
Başsavcı Ali Yeldan da.
Neyse…
Halil Kadı'nın sözde 'itiraf'larından biri dün yalanlandı mesela.
Gelelim o yalana…
MENSA'nın patronu Mehmet Ulutaş aradı.
Halil Kadı'nın ev komşusu olduğunu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün MENSA'daki toplantısına davetli olmadan katıldığını söyledi.
Mehmet Ulutaş, "Halil Kadı aynı binada oturmamızdan cesaret alıp, davetsiz olduğu halde toplantıya gelmiştir.
Bu şahıs, tıpkı başbakanlığı döneminde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelttiği gibi, Sayın Abdullah Gül'e de eleştiriler yöneltti. Sayın Gül bu duruma tepki gösterdi" dedi.
Ulutaş başka şeyler de söyledi.
Gül'ün avukatlığına soyundu yani.
Olsun nasılsa hemşerisi ve yakını.
Onu savunmasını normal buldum…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ne yapmak istediği ise ortada.
Yabancı kulislerde de 2019 için Sayın Gül'ün adı geçiyor.
Kaldı ki Ergenekon sanığı ve eski milletvekili Emin Şirin, yakında Abdullah Gül'ün eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı yanına alarak fikirlerini paylaşacağını söylüyor.
Sayın Gül'ün dava arkadaşı Erdoğan'a yönelik çıkışından memnun olan kesim belli.
Başta Kılıçdaroğlu ve avanesi.
Olmayanlar ise haykırarak "Dikenli gül çıktığı yeri kanattı" diyor.
Sosyal medyada Gül'e tepki büyük.
Birinde, "Sen olmasaydın, Erdoğan senin yerine başbakan, dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanı bulurdu. Ama Erdoğan olmasaydı sen ne başbakan ne dışişleri bakanı ne de cumhurbaşkanı olabilirdin.
Madem 'görüşlerimi beyan edeceğim' diyorsun; o zaman Gezi Parkı'nda, 17/25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da niye sustun?" deniliyor.
11. Cumhurbaşkanı, 'daha çok görünme, daha çok konuşma' kararı almış.
Rotayı böyle çizmiş yani.
Bu saatten sonra konuşsa ne yazar, konuşmasa ne yazar...