Şu konu çok önemli…
Es geçmek mümkün değil.
28 Şubat'çı Aydın Doğan'ın postal sevdası depreşti çünkü…
Bu asil millet 15 Temmuz darbesini püskürterek destan yazdı.
Aydın Doğan'ın Hürriyet'i ise attığı manşetle 'darbe' iması yapıyor.
Sessiz mi kalayım?
Darbecilere yakınlığıyla bilinen Aydın Doğan bu defa 'Karargâh rahatsız' manşetini atarak hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hem de meşru hükümeti tehdit etti.
"Karargâh rahatsız" dedi ama komutanı açıklamadı.
28 Şubat'taki manşetleri hep Çevik Bir attırıyordu…
Şimdiki paşa kim?
Hürriyet'in o manşeti pijamalının hükümete muhtırasıdır!
Adam 'hayır' kampanyası için de ölümüne çalışıyor…
Türlü algılarla milletin aklını çelmek istiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun hezeyanlarını bunun için köpürtüp duruyor ya…
Şu mesela:
"Bütün yetkiler tek kişide toplanacak, başkan, yargıç, savcı, vali…"
Ne anlarsınız bundan?
Erdoğan padişah olacak değil mi?
Gerçek mi peki?
Hayır…
Kesinlikle hayır…
Yetkinin sahibi 'millettir millet…'
İşte bunu istemiyorlar.
Belediye başkanı seçer gibi başkan seçeceğiz ya.
Buna karşılar işte.
Aslı astarı olmayan yalanlarla adam kandıracaklar.
Fesat herifler.
'Evet'ler kavgaları, boş tartışmaları ortadan kaldıracak bir sistem getirecek…
Gücü de asıl sahibine yani halka verecek bu anayasa.
Farz edin ki belediye başkanı seçiyoruz.
Yanlış yapanı bu millet yeniden seçer mi?
Çalışmayan, çalan belediye başkanını seçer miyiz hiç?
Bunların derdi milletle…
Halkı adam yerine hiçbir zaman koymadılar ki…
Halka aptal dediler.
Erdoğan ise hep halkla yürüdü…
Bunlar için halk, 'Göbeğini kaşıyan ayı'dır…
Hatta 'Bidon kafa'dır, 'makarnacı'dır.
Hep böyle dediler çünkü.
Bunlar Tayyip için de 'Bu takunyalı Türkiye'yi İran'a çevirecek' demişti.
Hatta 'Şeriatı getirecek' bile dediler.
İran mı olduk?
Şeriat mı geldi?
Kemal Kılıçdaroğlu Erbakan için de 'takunyalı' diyordu.
Ama dün 'hayır' hürmetine anma merasimine katıldı.
Adam kendini kurtarıp memleketi batırma niyetinde.
Kafa bu işte.
***
Gelelim esas konumuza…
Kozanlı Ömer'in şehri Adana, FETÖ'nün ikinci başkentiydi.
Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) bir numaralı kentte öyle bir yerleşmişti ki…
Söküp atmak mümkün değil.
Emniyet onlardandı…
Yargı da…
Acayip örgütlenmişlerdi Adana'da.
İş dünyası onlardan soruluyordu.
Himmet vermeyenin kellesini alırlardı.
Para da onlardaydı.
Mesela Halil Kadı…
Kilisli bir kaçakçıydı.
FETÖ sayesinde bir numaralı iplikçi oldu.
Devlete vergi vermedi milyonlarca doları Gülen şerefsizine akıtıp durdu.
Darbe sonrası ise kaçtı…
Polisteki kriptolar sayesinde yakalanamıyor.
Kardeşleri İstanbul'da ama…
Adana'da önce FETÖ'nün yargı ayağı çökertildi.
Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan'ın kulakları çınlasın.
Olmasaydı temizlenmezdi.
MİT TIR'larını durduran savcılar da böyle kodese girdi.
Polisler de…
İşadamlarına yönelik operasyonlar başladı sonra.
***
FETÖ'cü işadamları Halil Kadı, Ali Koçaklı, Şaban Üçgül, Yağmur Akkülah, Hüseyin Karabulut, Hüseyin Nuri Çomu, Muammer Beluk, Betül Karalürt, Birol Tekin Ünaldı, Cengiz Gümüş, Cevdet Şeker, Coşkun Sulukan gibi isimlerle birlikte 100'ü aşkın işadamı gözaltına alındı.
Halil Kadı gibi kaçanlar oldu.
Adana'daki FETÖ/PDY soruşturması 11. Ağır Ceza'da görülüyor.
Mahkeme Başkanı Nurullah Bodur ve arkadaşları kılı kırk yarıyor.
Başkan Bodur, sanıklar ve yakınlarına, "Bu davayla ilgili sizden gelip para isteyen oldu mu?" diye sordu duruşma sırasında.
Salonda 15 kişi el kaldırdı.
Vardı demek ki.
Bodur, onların dolandırıcı olduğunu belirtti ve "Kimseye para kaptırmayın. Deliller doğrultusunda hukuka uygun ve adaletli bir şekilde karar vermek için gece gündüz çalışıyoruz" dedi.
Salon alkıştan inledi.
Meğer dolandırıcılar tutuklu FETÖ'cü işadamlarının kafasını koparmak için çoktan harekete geçmişlerdi.
Şerefsizler "Sizi kurtarabilirim. Siz paradan haber verin…" diyormuş.
Mahkeme başkanı yerinde müdahale etmiş.
***
ÖZLÜ SÖZ
Paye değil gaye peşinde koşun. Prof. Dr. Necdet Ünüvar
