Cinayet 2009'da işlendi.
Ama katil hakkında 6 yıl boyunca bir şey yapılmadı.
Olayı gizleyen FETÖ'cü polis ve savcılardı.
Karartma yöntemleri aynıydı… Söz verilen parayı alamayan tetikçi Ali Başaran kendini ihbar etmeseydi dosya çoktan kapanmış olacaktı.
FETÖ'nün öldürdüğü gazeteci Haydar Meriç cinayeti de böyle saklandı.
Hayri Ersoy ve Zeki Pilge'nin 2009'da uğradıkları suikastın davası geçen yıl açılabildi…
FETÖ'cü polislere operasyon yapılmasaydı;
Ali Başaran da konuşmasaydı cinayet çözülemezdi.
Polisin fezlekesi elimde.
İçinde neler var neler…
Sırayla ve kısa kısa gidelim isterseniz…
***
Bu cinayet niye işlendi, önce ona bakalım.
Sonra faillere doğru yol alalım… Dr. Zeki Pilge ve arkadaşı İsmail Kavuncu 1996 yılında Kazakistan'da Turkuaz isimli bir şirket kurdu.
Şirket kısa zamanda çok büyüdü.
Bir milyar dolarlık ciro iştah kabarttı.
Pilge tıp doktoruydu.
Ama ticari zekası büyüktü.
İsmail Kavuncu ziraat mühendisiydi.
Oto kiralama işi yapıyordu.
FETÖ'nün kara paralarını aklamakla da görevliydi.
***
Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin başına nasıl gelmişse İsmail Kavuncu da, bir kaset sayesinde Eyüp Belediye Başkanı oldu.
Ama aklı fikri Turkuaz'daydı.
Zeki'den şirketi birçok kez istedi.
Aldığı olumsuz cevaplar üzerine aralarında ciddi tartışmalar yaşandı.
İsmail ortağı Müjdat Güler'e Zeki'yi tehdit ettirdi.
Aslında şirketi Gülen istiyordu.
Zeki direndikçe iş çetrefilleşti.
Zeki'nin ortadan kaldırılmasına böyle karar verildi.
Müjdat Güler ve İsmail Kavuncu ayrıntıları konuşmak için cinayetten önce tam 155 kez telefonla görüştü.
***
Zeki Pilge'yi vurduracakları bir kiralık katil aramaya başladılar.
Kavuncu geri planda kaldı.
Müjdat Güler ise irtibatlı olduğu Lütfullah Ardahan ve Allahverdi Ölmez'den bir tetikçi bulmalarını istedi.
Allahverdi de gayrimeşru camia ile irtibatlı olan Recai Turna'yı aradı.
Rıfkı Kamburoğlu'nu böyle buldular.
Recai Turna, Allahverdi Ölmez ve Rıfkı Kamburoğlu 7 Ağustos 2009 günü Artvin'de bir araya geldi.
Oradan Müjdat'ı arayıp pazarlık yaptılar.
Dr. Zeki'ye biçilen rakam 1 milyon 500 bin dolardı.
Miktarda anlaştılar.
Yeni Şafak'ın haberine göre Rıfkı Kamburoğlu aynı zamanda Mehmet Haberal'ın mafyatik işlerini de yapıyordu.
***
Her şey hazırdı.
Zeki Pilge'nin, 7 Ekim 2009 günü saat 18.30'da Bank Asya'da randevusu vardı.
Bunu Müjdat Güler biliyordu.
Bankadaki görüşme uzun sürerdi.
O saatte caddede trafik de olurdu.
Hazırlığını yapan tetikçi kırmızı ışıkta arabaya yanaşacak, Zeki'yi öldürdükten sonra hızla oradan uzaklaşacaktı.
Rize'den İstanbul'a gelen kiralık katil Ali Başaran beklemeye başladı.
Allahverdi Ölmez, Recai Turna, Rıfkı Kamburoğlu'ndan oluşan suikast timi de banka çevresinde pusuya yatmıştı.
Çıkışı Ali'ye bildireceklerdi.
Katil, Küçüksu Caddesi Akçakoca Sokak'taki kırmızı ışıklarda Zeki Pilge ve Hayri Ersoy'un içinde bulunduğu aracı bekliyordu.
***
Fazla gecikmedi Mercedes…
Trafik yoğundu.
Kırmızı ışık yanar yanmaz Ali Başaran bastı tetiğe.
Hem de peşpeşe.
Şirketin CEO'su Hayri Ersoy orada öldü.
İki farklı elbise giyen katil ise hızla kaçtı.
Katil kaçarken üzerindeki elbiseyi çıkarıp bir kenara attı.
Zeki Pilge ağır yaralanmıştı.
Soğukkanlılığını kaybetmemiş, şoföründen kendilerini hastaneye yetiştirmesini istemişti.
Zeki felç oldu.
Yerine Hayri öldü.
Azmettiriciler hastaneye giderek ölüp ölmediklerini kontrol ettiler.
Saldırı sonrası devreye giren FETÖ'cü polisler cinayeti faili meçhule soktu.
***
Ama tetikçiye vaat edilen 1.5 milyon dolar ödenmeyince iş ortaya çıktı...
Cinayeti işleyenler olaydan tam 6 yıl sonra göz altına alındı.
Şimdi azmettiriciler bu işten sıyrılmak için büyük paralar harcıyor.
Zeki Pilge ise hâlâ suskun.
Korkuyor galiba.
İsmail Kavuncu ve Müjdat Güler cinayet dosyasının kapanması için kapı kapı geziyor.
Hayri Ersoy'un ailesi ise olanlara isyan ediyor…
İsmail Kavuncu ve Haberal'ın oğlu Erkan Haberal da cinayetle ilgili gözaltına alınmıştı.
7 Kasım'da dananın kuyruğu kopacak galiba.