Dağlıca bizi dağladı, itleri ise sevindirdi.
"Kurt dumanlı havayı sever…" derler.
Şimdi nereden çıktı bu?
Ve 'kim bu kurt?' demeyin.
Kurt, Aydın Doğan ve çetesinin öve öve bitiremediği PKK ve partisi HDP'dir…
Duman da, Yüksekova'nın sisi ve yağmurudur.
Böyle havalarda ne insansız hava araçları uçar ne de helikopter kalkabilir.
Kalleşliğin tam zamanıdır yani.
Dağlıca geçmişte de hep dumanlı havalarda baskın yedi.
Böyle havalarda şehit verdik.
Ve böyle havalarda yandı yürekler.
***
Dağlıca Karakolu önemli.
Sınırın hemen yanında çünkü…
Neyse ki eskisi gibi derme çatma bir yer değil…
Top işlemez bir kalekol.
Hemen yanında PKK'nın
Avaşin, Zap, Basyan, Hakurk ve Kandil kampları var.
Mehmetçik, kalleş çakallara hiç nefes aldırmadı.
Tuzak da bunun için kuruldu ya.
Tezgahı kuran
Selahattin Demirtaş baskından bir gün önce
Berlin'de 1 Kasım için zafer sözü verdi!
Sonra da
"Halk karşısında bütün ordular çaresizdir.
İşte Tayyip Erdoğan'ın sarayının ordusu ve polisi de. Yenildiler, yine yenilecekler" dedi.
Her şeyden haberi vardı yani!
***
Ey vicdansız!
"Yenilecek olan kim?"
Türk Ordusu..
"Ya yenecek olan?"
Kahpe PKK…
Hey sen!
Küçük adam!
Buna güç yeter mi?
Ey
Aydın Doğan, cici çocuğun ne dedi duydun mu?
Alçağın bu sözlerinden bir gün sonra 400 kişilik PKK'lı çakal sürüsü Dağlıca'ya saldırdı.
HDP'li
Ertuğrul Kürkçü de İzmir'den katıldı cicisine.
O da vukuatlı biridir.
Kızıldere baskınında
Mahir Çayan ve 9 arkadaşı ölmüştü.
Oradan sağ çıkan oydu.
O da kanlı
PKK terörünü
Gezi'ye benzetti.
HDP'ye oy veren Türkleri
'Gezi' ayağı ile yine kandırmaya kalktı.
"Eğer Gezi'de bir mana varsa, Silopi'de de..." dedi.
Oysa kınalı kuzuların katili, PKK partisi HDP'ye oy verenlerdi.
***
Dağlıca'daki kalleş pusuya
CHP'nin başı
KK da kıs kıs gülüyordur şimdi.
Bu terör sevdalısı
Aydın Doğan'ın maniplasyonunu diline dolamasından belli.
Üzüldüğünü sanmıyorum.
Sadece
'gibi' yaptı.
Aksi olsaydı
400 milletvekili sözünü
Dağlıca saldırısıyla ilişkilendirmezdi.
Fitili,
Aydın Doğan'ın
Hürriyet'i ateşledi…
Zaman da peşinden geldi.
Yalana gelen çığ gibi tepkiler üzerine, geri adım attılar…
Şimdi bu iki gazete yargılanacak.
***
Bu şerefsiz yalanlar
Zaman muhabiri
Tuğba Mezararkalı'yı bile
isyan ettirdi.
Tuğba, Hürriyet ve Zaman'ın,
"400 vekil alsaydık, durum daha farklı olurdu" başlıklı yalan haberiyle ilgili olarak, bu konuşmayı defalarca izlemiş.
Sonunda Cumhurbaşkanı'nın sözlerinin
Dağlıca ile ilgili olmadığını,
Erdoğan nefretinin gözleri kör ettiğini söyledi.
Ve
kendi gazetesini yalanladı!
Erdoğan boşuna
"Bu ikinci kurtuluş savaşıdır" demiyor.
Farkında mısınız?
Bu kanın altında satılmış köpeklerin hainliği yatıyor.
Bu öfke, Yüreklere düşen bu acı, Vallahi de billahi de PKK'nın sonunu getirecek.