Memleketin kimyasını bozdular.
Saygı maygı kalmadı.
Yalanlarını 'özgürlük' maskesi altında millete yutturmaya kalktılar.
Memlekette bir yalan ve tezvirat rüzgarı estiriliyor ki sormayın.
Erdoğan düşmanlığı yapması için çıkarılan gazeteler var…
Meydan gibi, Millet gibi…

Bu kadar yalan ve dolana herkes isyan etti.
Herkes öfkeli...
Herkes kızgın…
Gazetecilik saygın bir meslekti.
Yalan yazan, tehdit ve şantajla köşe dönenler yüzünden itibar kaybediyoruz.
Yaşananlardan kaçımız ders aldı?
Yoksa Aydın Doğan gibi fitneye devam mı edeceğiz?
Gazetecinin asli görevi doğru haber vermektir.
Ama malum medya bunu bıraktı.
Tezvirata başladı.
En tazesi de IŞİD militanlarının Kobani'ye Türkiye üzerinden girdiği palavrasıdır.
Diğeri ise Saray'da Diyanet İşleri Başkanı ve beraberindekilere verilen iftar yemeğinin 3 bin liralık bedelinin 1 milyon lira (eski parayla 1 trilyon) olarak gösterilmesidir.
Bu yalanlar Tayyip Erdoğan düşmanlığının, Türkiye düşmanlığına döndüğünü de gösteriyor.
CHP Gaziantep Mebusu Mehmet Şeker ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, IŞİD'in Kobani'ye Türkiye üzerinden saldırdığını iddia etti.
Tanal, tam bir cambaz…
Paralel'in cambazı.
Bu ikili evlerde kafası kesilen kadın ve çocuklar gördüklerini söyleyerek isyanın fitilini ateşlemek istedi.
Uluslararası yıkım ekibinin hedefinde Erdoğan var. Çakal sürüsünün amacı Türkiye'yi uluslararası alanda terör destekçisi gibi göstermek.
Zaten MİT TIR'larının durdurulmasının, içindekilerle ilgili tutanakların Paralel gazetelere servis edilmesinin sebebi de buydu.
Hainlerin Türkiye ve millet düşmanlığı, ülkeyi karıştırmak istemeleri yeni değil…
Yeni olan Aydın Doğan'ın PKK'ya verdiği açık destek.
Doğan medyası teröristlerin sözcüsü oldu.
Köşe yazarları da PKK'nın silahı…
Seçimden sonra yaşananlara dikkat edin.
Önce dev yatırımları durduran mahkeme kararları çıktı.
Şimdi de güneyimizde bir Kürt devleti kurulmak isteniyor.
ABD işin başında…
İçimizdeki destekçileri az değil tabii.
İlk sırada Aydın Doğan ve FETÖ medyası geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "Türkiye ikinci Kurtuluş Savaşı veriyor" sözleri boş değildi yani.
Her şey ortada.
Kör olmayın!
Görün artık!