Çekilme takvimi açıklandıktan sonra sosyal medya işbirlikçilerin istilasına uğradı.
Şu ifadelere, Şu kışkırtıcılığa bakın…
Adamlar yalan, nefret ve kin kusuyor…
Avantür filmleri aratmıyorlar.
Kan durdu, Vampirlerin de tepesi attı.
Delirdiler…
Elinden emziği alınan küfürbaz bebekler gibi, hem ağlıyor hem sövüyorlar…
***
Üstelik insanlıktan da çıktılar…
Demokratım diye geçinirler ama öbür yanda
Orhan Baba'yı linç ettiler.
Bunlar adamına göre demokrat.
Fazıl Say için ayaklanır,
Orhan Gencebay'ı üzerler.
Öyle de oldu.
Efsaneyi hasta ettiler…
Zaten kalbi yaralıydı…
Allah korusun bir şey olursa timsah gözyaşı da döker bu gafiller…
***
Şimdi de patron
Perinçek'in medyasının yazdıklarına bakın:
"AKP-PKK iş birliğine halkı ikna etme görevi üstlenen Âkil İnsanlar heyeti tepkiyle karşılaşıyor."
Sondan başlayalım…
Hangi halk?
Tepki gösteren kimler?
Ve kaç kişiler?
Ben söyleyeyim…
Onlar kadrolu
İP'çi…
Yani İşçi Partisi'nin militaları...
Tutulmuş
'goygoycu' takım.
Ellerinde şanlı bayrağımız, şehir şehir, kapı kapı geziyorlar.
Milleti kışkırtmak için…
Başa dönersek,
Sahi AK Parti kanı durdurmak için PKK ile işbirliği yapmış da bizim mi haberimiz yokmuş?
Şerefsizce bir iftira, Alçaklık bu…
Ulusal Kanal ve
Aydınlık ortalığı tozu dumana katmaya çalışıyor…
***
'Barış' için çalışan
Orhan Gencebay'ı diline dolayan şeytanlar, sonunda sanatçıyı hasta etti…
Gencebay çok kırgın.
Halkın
'Orhan Baba'sı,
"Hiç anlaşılmamışım" diyor şimdi.
Çünkü İP'çiler onu linç etti.
***
"Gönlüm kırıldı" diyor.
Doktorlar Gencebay'ın kalbinde ritim bozukluğu tespit etti.
Hem de ciddi düzeyde.
Yıllar önce bypass olmuştu.
Ritim sorunu önemli…
Orhan Baba'nın bir yere gidecek hali kalmadı.
Bayram etsinler şimdi.
***
Şerefsizlerde palavra çok…
Yıllardır yalan dolanla her şeye bir kulp taktılar.
Ama bu millet malum zihniyetin dediği gibi bidon kafalı değil…
Aptal ise hiç değil.
Hatta göbeğini de kaşımıyor ki onlara inansın…
Kimin ne yapmak istediğini görüyor.
Barış sürecini sabote edenlere de en kısa zamanda haddini bildirecek.
***
Gelelim milleti birbirine kırdırmak için tüm gücüyle çalışan bir gazetenin dünkü manşetine…
Adamlar
'Kandil'e gitmediğini söyleyerek şişiniyor…
Halbuki Kandil'e korkudan gidemediler…
Korkaklığını gizlemek için de,
"Bir tek Sözcü yoktu" diyorlar…
Gazetecilik mangal gibi yürekle yapılır.
Kuş yüreklilerin işi değil gazetecilik.
PKK hakkında en ağır yazıları ben yazdım.
Eğer gazetem bana böyle bir görev verseydi düşünmeden oraya giderdim.
Kandil'e gitmemek kahramanlık değil.