Türk toplumu ne çekmişse, başına ne gelmişse hep algı operasyonları yüzündendir.
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar ve operasyonlar bile önce algı ile yapılmıştır.
Dış mihrakların yaptığı algı operasyonlarına alet olanlar Türkiye'nin hep aleyhine çalışma içerisine girmişlerdir. Şimdi bu algı operasyonu nereden çıktı diye soranlarınız olacaktır. Tabi durup dururken çıkmadı bu illet olasıca.
Önceki gün Antalya Emniyet Müdürlüğü umuma açık yerlerde (park, bahçe, mahalle ve sokak araları, otomobil içinde ……) alkol alımının yasak olduğunu hatırlan bir basın açıklaması yaptı. Hemen hemen her yıl bu aylarda rutin bu tür açıklamalar yapılır ve havalar ısındığı için bazı berduşların park ve sokak aralarında alkol alıp çevreyi rahatsız etmelerinin önüne geçilmeye çalışılır.
Aslında kötü de olmuyor. Bu açıklamaya karşı anında verilen reaksiyon, Antalya üzerinden Türkiye genelinde bir algı operasyonunun fitilini ateşledi.
Geçmiş yıllarda bu ve buna benzer bazı açkılamalar yapılırken bu zat-ı muhteremler acaba niye seslerini çıkarmadılar?
Onlara sormak gerekmez mi 'Antalya'da hangi piknik alanında alkol alındı da kime ceza tatbik edildi' diye? Yok aslında böyle bir şey. Tamamen çevreyi rahatsız edenler için alınmış bir önlemden öte bir şey değil. Emniyetin bu açıklaması ile bir bardak suda fırtına kopartanlardan biri de CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Ahmet Kumbul.
Kumbul, yaptığı açıklamada zaten bu tür yerlerde alkol alımının Kabahatler Kanu'na göre suç olduğunu ve cezai müeyyideleri bulunduğunu bertiyor. Yani CHP İlçe Başkanı, yapılan açıklamanın zaten kanunlarda olduğunu kabul ediyor ve olayın rutin bir iş olduğunun yolunu gösteriyor. Amma velakin aynı siyasetçinin aynı beyanatında yapılan açıklamanın toplumsal yaşam alanlarına ve yaşam tarzlarına müdahale anlamını taşıdığını belirtmesi ise kendisi ile çelişkiye düştüğünü açıkça gösteriyor. Hele hele bir de konuyu 16 Nisan referandumuna bağlayıp Antalya'da yüzde 59 oranında hayır oyu çıkmasının bedelinin ödetildiğini söylemesi algı operasyonunun daniskası olduğunu gözler önüne seriyor. Uygulamanın hem kanunda olduğunu söyleyeceksin hem de ardından bunun yaşam tarzına müdahale olduğunu iddia edeceksin. Böyle bir olayın yaşam tarzına nasıl bir müdahale olduğunu anlamak mümkün değil. Sokakta, parkta, gezi alanlarında sarhoş, ayyaş ve berduş takımının çevreyi rahatsız etmesinin önüne geçmek nasıl bir yaşam tarzına müdahale ise? Hani yukarıda anlatmaya çalıştım ya, şu algı operasyonu meselesini, tıpkısının aynısı bu olayda da yaşanmıştır. Bu tür operasyonların kimseye faydası olmadığını aslında bu fırtınayı çıkaranlar da biliyor. O zaman bize rahatsızlık veren olayların önüne geçmek isteyenlere destek verelim, gerisini düşünmeyelim.
Aksi halde bir sarhoş bir gün yoldan geçerken kafanızda şişeyi patlatırsa veya çoluk çocuğa sarkarsa işte o zaman iş işten geçmiş olur.
Sağlıcakla kalın.