Referandum süreci sokağa yansımaya başladı. Artık bir aydan az bir süre kaldı sandığa gitmemize.
AK Parti Antalya'da birkaç gündür bakanlarla yaptığı açılış ve toplantılarla referandum atmosferini hissettirdi.
Bir taraftan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, diğer tarafta Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü.
AK Parti Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse, Hüseyin Samani, Gökçen Özdoğan Enç, Atay Uslu ve İbrahim Aydın.
Bakanlar açılış ve toplantılara katılırken İl Başkanı Rıza Sümer önderliğinde oluşturulan çalışma ekipleri kapı kapı sokak sokak ev ziyaretleri yapıp Anayasa değişikliğini anlatıyor. Deyim yerindeyse AK Parti 16 Nisan için gümbür gümbür ses getirecek vatandaşı aydınlatacak çalışmalar yapıyor.
İki gündür Antalya'da çeşitli açılış ve toplantılara katılan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu dün Alanya'da 'Akköprü' açılışına katıldı ve hemşehrilerine önemli mesajlar verip destek istedi. Bir iki gün önce de Bakan Elvan açılışlara katılarak kısa bir dönem de olsa milletvekilliğini yaptığı Antalyalılara her daim yanlarında olduğunu gösterdi.
Benim gördüğüm kadarıyla Antalya AK Parti teşkilatı, uzun süreden beri sessiz sedasız yürüttüğü bu çalışmalarını sesini ve temposunu yükseltmiş görünüyor.
Çünkü sokağa yansıyan manzara bu.
Referandum çalışmalarına destek veren MHP de çalışmalarını hızlandırmış görünüyor. Çünkü basından takip edebildiğim kadarıyla onlar da ziyaretlerini sürdürüyorlar. Tabloya baktığımız zaman Antalyalılara Anayasa değişikliğini iyi anlatan kazanacak gibi. Bu noktada 'Evet' çalışması yapan AK Parti ve MHP çalışmalarda açık ara ipi göğüsleyeceğe benziyor. Tabi muhalefet de mutlaka boş durmuyor ama seslerinin çok çıktığını söylemek mümkün değil. Sadece sosyal medyada var olduklarını görebiliyorum.
Elbet önemli olan 16 Nisan'da sandıktan çıkacak sonuç. Sonucu herkes kabullenmek zorunda. Demokrasinin gereği bunu gerektiriyor zaten. Fakat bu çalışmalar yapılırken özellikle son günlerde dış dünyaya karşı ortak tavır koymamız gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Hal böyle iken ne hikmetse birbirimizi çekiştiren, hırpalayan, örseleyen bir tavrımız var.
Biz hep ekip olalım diyoruz ama birileri sanırım bunu yanlış anlıyor. Bırakın ekip olmayı ve ruhu yakalamayı birbirimize karşı ekip kurup, mücadele eden insanlar haline geliyoruz. Bir araya gelip bu ülkenin ve bu şehrin ruhuna hem bedenine sahip çıkacak işler yapmalıyız. Herkes kendi mecrasında yapacağı referandum çalışmasını yapsın ama memleket meselesinde ruhumuzu kaybetmeyelim. Hele hele 18 Mart Çanakkale ruhunu hiç kaybetmeyelim.
Sağlıcakla kalın.