Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER DURNA (AKDENİZ)

Hayatın içinden muhabbetler

Dün haftanın son iş günüydü…
Her şeyi bir kenara bırakıp stresten uzaklaşıp biraz neşelenelim istedim.
Biz millet olarak zaten çok tuhafız. Şöyle dönüp etrafınıza bir bakın isterseniz.
Günlük yaşantımızda yaptıklarımızı ve karşılaştıklarımızı bir yerde toplasak kitap olur.
Gelin birlikte bir şehir turu yapalım.
Bakalım neler yaşıyormuşuz da farkında değilmişiz!
Tam yola çıkıyoruz telefonunun zili çalıyor ve açıyorsunuz. "Sanırım yanlış numarayı aradınız beyefendi, bu telefon bana ait ve adım Rızvan değil"
- Ama nasıl olur, az önce konuştum kendisiyle.
- Ben size konuşmadınız demiyorum ama yanlış aradınız diyorum.
- Ben aramadım ki zaten hafızadan çevirdim ben.
- O vakit hatlar karıştı, kapatın bir daha arayın.
-Peki, kusura bakmayın.
Birkaç dakika bile geçmeden, telefon yeniden çalıyor.
- Efendim!
- Rızvannn!
- Beyefendi yine yanlış aradınız, lütfen aradığınız numarayı kontrol edin çünkü ben Rızvan değilim.
- Ben zaten Rızvan'ı aramadım ki, siz kapatıp tekrar arayın dediğiniz için aradım.
- Hı!..
Kentin büyük bir AVM'sinde büyük anlı şanlı bir mağazadayım! Pantolona bakıyor ve "Bunun 42 bedeni var mı" diyorum.
Tezgâhtar bütün yardımseverliği ile yanınızda.
- 42'si yok ama 40'ı var.
- Biliyorum, elimdeki 40 zaten dar geldi.
İlle de yardım edecek ya.
- Onun 42'si kalmamış ama isterseniz bunun 40'ını deneyin.
- İyi de ben ceket aramıyorum ki pantolon bakıyorum.
- Ama bakın bu da çok güzel.
- Yaa, pek güzelmiş gerçekten, çizgili, ışıl ışıl..
- Siz nasıl bir şey bakmıştınız?
- Düz renk olacak ve mümkünse göze batmayan cinsten bildiğiniz pantolon işte.
"Öyle pantolonumuz kalmadı ama yeni sezonun takım elbiseleri geldi" deyip satıyor bir takım elbise. Nereden çıktıysa eski tip dolmuşlar Antalya'da ve siz de cumburlop onun içindesiniz.
Minibüsün içi hınca hınç dolu… Arka koltuğa dördüncü kişi de gelip yerine yerleşmiş ve harekete hazır haldesiniz. Bir beşinci kişi bitiyor arabanın dibinde.
Önde oturan sizin omuz başınızdan şoföre melül melül bakıyor. 'Beni de alsanıza' der gibi. Araba dolu, beşinciye yer yok. Fakat şoför kaş göz işareti bol konuşmasına destursuz girdi bile "Kaysanız da abiyi de alsak!"
- Nereye, benim yanıma mı?
- Eveeeet!
- Kat çıkacağız neredeyse!
Azıcık yüzünüz gülsün dedim. Zaman zaman yaptığımız gibi, bir kez daha, gün içinde karşılaştığımız yığınla boş bulunma anlarından birkaçını örnekledim.
Eminim bunların birden fazlası mutlaka hem de aynı gün içinde başınıza gelmiştir.
Ne yalan söyleyeyim, benim çok sık başıma geliyor bu tip dumur halleri. Her seferinde de aynı şeyi söylüyorum;
"Alem vallahi, alem bu insanlar!"
Sağlıcakla kalın…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA