Şiirimizin ustası Edip Cansever, "Ne gelir elimizden insan olmaktan başka" demişti, yıllar önce bir dizesinde. Genel halimize bakıp da, bundan başka bir şey söylemek mümkün mü!
Sahi 'Ne gelir elimizden insan olmaktan başka.' Hele, 'çocuk' ve 'genç' ölümleri karşısında. Berkin'den Burak Can'a kadar, tüm ölümler eşliğinde; aslında bir yerde, insanlığımızın ölümüne tanık oluyoruz yavaşça...
Ne yazık ki yalın gerçek böyle... Vicdanımız, ruhumuz kanıyor... Yunus Emre'nin asırlar önce dediği gibi: "Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi." Evet. İçimiz, dışımız, her yanımız acıyor... Bu nedenle, bu ölümlerin çoğalmaması için, sağduyumuzu korumak zorundayız. Bu ülkeye borcumuzdur bu... Geleceğimize ve çocuklarımıza olan borcumuz... Kardeşliğimizi korumak zorundayız... Provokasyonlara karşı dikkatli olmak; duyarlı davranmak, aklımız ile hareket etmek zorundayız.
Seçime 16 gün kala, sağduyumuzdan, soğukkanlılığımızdan hiç taviz vermeden, oynanan demokrasi dışı hiçbir oyunun aktörü olmadan, insanlığımızı korumak zorundayız...
Yeni canların, yitip gitmemesi; umutlarımızın zedelenmemesi için. Genel durumu sömürmek isteyenlere karşı, hiçbir şekilde taviz vermemek için... Sonuçta demokrasilerde, çare hep demokrasi... Unutmayalım ki hepimiz, Berkin'den Burak Can'a kadar; bu ülkenin karmaşasında, canını yitiren insanlara borçluyuz... Onlara insanlık borçluyuz... Önce insanlık...