Ülke bütününden yerele uzanan siyaset kazanı, çok ciddi kaynamaya başladı.
Doğaldır. Beklenen tablo. Bilirsiniz, genel olarak tüm seçimlerden önce, "Önümüzdeki seçimler son yıllardaki en önemli seçimlerden biri" ve benzeri kalıplaşmış analizler yapılır. Galiba bu kez gerçekten de öyle olacak. Önümüzdeki Mart ayında yapılacak yerel seçimlerle birlikte Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en dikkat çekici üç seçimine birden tanıklık yapmış olacak.
Elbette bu zorlu siyasi yarışın sandıkta yansıyacak ilk somut görüntüsü, yerel seçimler olacak. Siyasi partilerin yerel seçim stratejilerine baktığımızda, kamuoyuna çok net yansımayan bir hava görüyoruz. İktidardaki AK Parti açısından yaklaşıldığında, daha merkezi ve disiplinli bir tablo var.
AK Parti'nin önümüzdeki yerel seçim için adaylarını, hem teşkilatlarını motive etmeyi gözeterek hem de kamuoyunda partiye artı değer katacak isimleri siyasi araştırmalar ile tespit ederek belirleyeceği kesin gibi. Kanımca AK Parti, adaylarını özellikle büyük kentlerde en geç Kasım ayı sonuna kadar kesinlikle halka sunmuş olacak.
Kulislere yansıyan bilgiler bu yönde.
BİNALİ YILDIRIM İSMİ
İzmir, AK Parti açısından çok önem taşıyor.
Bugüne dek Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın AK Parti'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağı çok konuşuldu. Binali Yıldırım ismi, AK Parti teşkilat tabanında da büyük ilgi görüyor. Ama beklenenin tam aksine, Binali Yıldırım'ın AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma ihtimali çok yüksek. AK Parti'nin İzmir'de sosyal demokrat geçmişe sahip birini aday olarak seçmesi sürpriz olmaz.
Sonuçta önümüzdeki aylarda, adayların kimler olacağını, hep birlikte göreceğiz.
CHP'DE KIRAN KIRANA
İzmir'de CHP cephesinde ise özellikle ilçelerde, aday adaylarının sayısı her geçen gün artıyor, Yani, CHP'de şu anda kesin olan tek şey; parti içi mücadelenin, çok rekabetçi, kıran kırana geçeceği yönünde. Doğal olarak bu süreçte ciddi küskünler tablosu oluşacak.
Zaten önseçim isteyip, bu yönde aradığını bulamayanların tepkileri de sürüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aylar önce İzmir Ticaret Odası'nda yaptığı bir konuşmada, adayları hem eğilim yoklaması ile hem de bağımsız araştırmalar sonucu belirleyeceklerini vurgulamıştı. Yani o konuşmadan anlaşılan, "CHP'ye kim bir artı oy daha getirecekse", o kişinin aday olarak tercih edileceği yönündeydi. Ama bu doğrultuda, hangi çalışmalar organize edildi, manipüle edilmeyen, gerçekçi araştırmalar yapılıyor mu, henüz bunu bilmiyoruz.
Bu süreç, önümüzdeki aylarda daha net anlaşılacak. CHP yerelde, aday adayı olacaklar için, süreyi Eylül başına uzatarak, parti içindeki çekişmelerle ilgili zaman kazandı. Ayrıca şurası çok net ki, CHP İzmir'de ilçelerle birlikte tüm aday tablosunu netleştirecek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun tutumu olacaktır. Kocaoğlu söylemleriyle, büyük olasılık İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yeniden aday olacak gibi görüntü veriyor. Elbette böyle bir konumda, partinin isteği ile Kocaoğlu'nun talebinin çakışması gerekli. Yani Aziz Kocaoğlu'nun tercihi, CHP İzmir'in, ilçeler dahil adaylık tablosunu net belirleyecek.
KOCAOĞLU FAKTÖRÜ ÖNEMLİ
Siyaset tarzında önce üstü örtülü bir eğilim ortaya koysa da, son ana kadar değerlendirmesini sürdürme alışkanlığına sahip Aziz Kocaoğlu'nun; aday olup olmayacağına ilişkin net açıklamasının ise ancak Eylül ayında gerçekleşeceğini düşünüyorum. Kocaoğlu'nun sürpriz yaparak, ailesinin de önerisiyle, önümüzdeki dönem siyasete Meclis'te devam etmeyi düşünüp, Büyükşehir adayı olmaktan vazgeçmesi, ciddi olasılıklar arasındadır. Öyle bir olasılıkta da, İzmir tablosunun şekillenmesinde, Kocaoğlu'nun ciddi bir rolü olacaktır.