Gazetecilik, fedakârlık ister. Haber, meraktır, mantıktır. İletişimin kendisidir. Niçin merak ederiz? Öğrenmek için elbette!
Hayatta her şey; "Ne var, ne yok?" sorusuyla başlar. Oysa bu sorular, soyuttur.
Haber ise somut olmalıdır. Haberci ile sokaktaki insanın farkı burada nitelik, nicelik sorgulamasından gelir.
Okuyucu için, gördüğü birçok şey dikkate değmeyecek kadar sıradandır. Nitekim gördüklerine, "Bu nedir?" diye, merakla bakmaz bile…
Haberci, farklıdır…
Haberci, birçok insanın bakıp gittiklerinin içinden hayret uyandıracak haberler çıkaran kişidir.
Gerçi, "Haber" der, geçeriz de? Medya organlarında, haber merkezleri vardır.
O merkeze bağlı servisler vardır, istihbarat, ekonomi, spor, kültür-sanat, medya, magazin, sağlık, teknoloji ve dış haber gibi.
Her serviste çalışan konunun uzmanı haberciler, yorumcular ve editörler vardır.
Fakat? Bu çalışma grubunun ötesinde bir servis daha vardır. Yurt Haberler Servisi'dir bu… Medya organlarının taşra teşkilatını oluştururlar.
Anadolu'dur, yurt haberlerdekilerin çalışma alanı…
Bilirler ki, gazetecilikte mesai mefhumu olmadığı gibi "Bu benim işim değil" türündün mazeret anlatmak da yoktur.
Onlar, şartlar ne olursa olsun habere ulaşırlar, araştırırlar, belgelerler ve merkeze en kısa sürede ulaştırırlar.
Onlar bilirler ki, haber insan gibidir, doğar, büyür ve ölür.
Haber söz konusu olduğunda SABAH Ankara katında fırtınalar kopuyor. Rutin takibin dışında özel haber olmazsa olmazımız…
Karşımda heyecanla 'Kırıkkale, Kırıkkale' diye söze başlayan kişi Sabah Ankara'nın başarılı Haber Müdürü Hayrettin Bektaş…
Kırıkkale'de özel bir haber takibi yapmak istediklerini söyledi. Konuyu duyduğumda kulaklarıma inanamadım. bir öğrenciye öğretmeni tarafından verilen cezanın hikayesi… İşte o hikayeyi haberleştiren genç muhabirimiz Çağatay Aytaç, geride bıraktığımız hafta Sabah Gazetesi'ne 'Dilin Uzadı Deyip Kesti!' başlıklı haberi ile manşet oldu.
Sabah Ankara katındaki ortak sinerjinin merkezde de karşılık bulduğunu belirtmek istiyorum.
Pazartesi buluşmalarında SABAH Ankara'da geride bıraktığımız haftanın manşetlerini paylaşıyorum. Bu hafta manşetlere bir fazla manşet ekledik.
İşte manşet başlıklarımız; 'Faciadan dönüldü', 'Başbakanlık Kucak Açtı', 'Mitinge Asılsız İhbar Yağdı', '500 Bin Ekmek Çöpe Atılıyor', 'Cambaz Olsan Yürüyemezsin', 'Pembe Köşk Müze Olsun', 'Güneş Vizesi Alan İlk İsim'…
Bu hafta yedi değil sekiz manşet keyfi yaşatan genç arkadaşımız Çağatay Aytaç'a teşekkür ediyorum.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle…