Zirvedeki hesapların her hafta değişmesi, Trabzon'u da, Fenerbahçe'yi de "mecburi kazanma" çizgisine getirmişti. Aslına bakarsanız, iki teknik adam da beraberliğe razıydı fakat, yılbaşı ikramiyesi gibi bir enstantane golü bekliyorlardı.
Böylesine çizgi maçında, iki takımın da kazanmak adına ekstra ürettiği bir taktik veya varyasyon olmaması ilginçtir. Rakibi çalışmak yerine, geriyi sağlama almak daha kolay gelmiş, bir aksiliğin hesabını vermektense, şanssızlıklardan yakınan olmak, taktik karar olarak belirlenmişti sanki.
İki takım adına da direkten dönen toplar var. "Nasıl kaçar" dedirten bir-iki pozisyonu da notlarımız arasına ekleyebiliriz. Fakat kontrolün zirveye taşınması, rakibe duran top imkanı vermemek adına ikili mücadelelerin 'seviyeli' kıvamda seçilmesi, beklenen büyük mücadele ibresini de çok oynatmadı.
Anadolu geleneğindeki adı "tuzsuz aşım, ağrısız başım" yaklaşımıydı. Ustaların namusuna emanet ettikleri 90 dakikada, iki teknik adam da beklemeye geçtiler. Alex'i Selçuk göz hapsine almıştı.
Kaptan, Güiza'dan başka yaklaşanı bulamıyor, Özer'in içe kat ettiği anlarda, Emre'nin de devreye girmesi ile takımın soluklanması sağlanıyordu.
GÜİZA PARADOKSU!
İlk 20'deki yüksek temponun geçmesiyle birlikte Fenerbahçe daha akıllı ve tecrübeli adımlamaya başladı sahayı.
56'da ise kimsenin ve hatta kendisinin de beklemediği bir anda Güiza gecenin sönük ateşine, körük gibi bir nefes 'gol' sesi verdi.
Ankaragücü'ne yapmıştı bu sürprizi, Trabzon'da da "bir işe yarayabileceğini" gösterdi.
Ve bu paradoks içinde yeni felsefe; "Güiza'nın attığı golle F.Bahçe'nin sevinmesine karşılık, bu oyuncunun golleriyle liderliğe oturan bir takımın olmasından dolayı Türk Futbolu'nun halini gözden geçirme sebeplenmesi" olmalıdır.
Süper Lig'in geleneğinde, ilk yarıyı lider bitirenin, sezonu da zirvede tamamlaması vardır.
Bu kural bir kere işlemedi, Fenerbahçe Denizli'den ikinci döndüğünde.
Tartışılan performansını, disiplinli ve istekli olunca sonuca galibiyet olarak yansıtabilen bu takımın ihtiyacı olan tek şey şampiyonluk havasını yeniden yaşamaya başlamasıdır. Arkası kendiliğinden gelir zaten.