Fenerbahçe'ye geldiği günden bu yana Zico'ya yapılan eleştirilerin büyük bir kısmı zamanla yerini "Zico öğreniyor" yorumlarına bıraktı.
'Forma adaleti - taktik disiplin bilinci - takıma en uygun sistemi uygulama' gibi konularda hep övülen Zico, her maça aynı A planı ile çıkma ve neredeyse hiç B planı uygulayamama gibi konularda halen eleştiriliyor. Birlikte bakalım:
* Fenerbahçe'nin son 1.5 yıldır hep aynı ve rakipleri tarafından artık ezberlenen sistemini değiştirdiğini hiç gören var mı?
* Bazı futbolcular konusundaki inadı ya da sabrı bitmiyor. Örneğin Vederson'u sol açıkta oynatmamak için 6 maç üç tane sol açık denedi. Her ne kadar eleştirilse de Vederson şu ana kadar orada denenen tüm futbolculardan daha fazla verimli oldu. Şimdi Vederson'da düşüş var ama Zico 'sabırla beklettiği' Vederson'un düzelmesini şimdi de 'sabırla' bekliyor. Deivid inadı da sezon başında tuttu. Ama 1.5 aydır sahada gezinen ve doğal form düşüklüğü dönemine giren Deivid'i oynatmak adına yine inat ediyor.
DAHA YOLUN BAŞINDA
* Oyunu okuyamaması ve 'formasyon' değişimini hiç düşünmemesi en büyük eksikliği. İşler kötü giderse sadece oyuncu değiştiriyor ve 'X' oyuncudan alamadığı performansı, 'Y' oyuncunun performansında arıyor. Oysa rakip sistemi kilitlemiş, oyunu tıkamış; Zico uyuyor. Hep oyuncular değişiyor; planlar hiç değişmiyor. Zico'nun bugüne kadar işlerin iyi gitmediği herhangi bir maça çift forvete döndüğünü, 4-3-3'e geçtiğini ya da 3-5-2'yi denediğini gördünüz mü? B planını sevmeyen bir başka teknik direktör olan Daum'un bile Denizli'yle oynanan bir kupa maçında Luciano'yu santrfora gönderdiğini hatırlayalım. A planı tutmazsa B planını deneyen; gerek oyuncu değiştirerek, gerekse hem oyuncu hem formasyon değiştiren teknik direktörler de büyük teknik direktörler oluyor. Ama Zico'nun yolun başında olduğunu en başta kendisi, sonra yönetim biliyor.
* Tüm bu eksikliklerini de giderecektir. Çünkü Zico'nun en önemli özelliği kendini hep geliştirmeye yönelik, komplekssiz bir karaktere sahip olması. Ders almaktan gocunmuyor. Ders alana kadar olan Fener'e oluyor ama sonuçta 'O' öğrendiğinde Fener de kazanıyor. Birilerinin 'saha içinde seyirci kalmaması' yönünde kendisini uyarması da gerekiyor elbette.