İstemek ile başarmak arasındaki ince çizgide sürekli dolaşıyor Beşiktaş. Liverpool maçında iki doğruyu yan yana getirmişler ancak birleştirememişlerdi. Şampiyonlar Ligi'nin apoletini daha renkli kılıp, belleklerdeki yanlış izlenimleri silmek amacıyla İnönü'de yeminli oynadılar.
Marsilya'nın ürkek dakikalarında oyunu çok iyi kontrol ettiler ve çoğalarak hücum etmeye çalıştılar. Nefis bir frikik ile gelen üstünlükten sonra da soğukkanlı kaldılar ve devrenin son beş dakikasında İbrahim Üzülmez ile etkili ataklar geliştirdiler.
Ertuğrul Sağlam'ın tek forvetin (Bobo) etrafına serpiştirdiği, üç hücumcu (Ricardinho, Delgado, Serdar Özkan) ilerigeri koordinasyonunu bu temposuzluk içinde sağladılar. Rakibin önüne geçiyor ve top ayaklarına geldiğinde de hareketli davranıyorlardı. İki bekin bindirmesiyle hücum planları tamamlanacaktı.
Marsilya'nın ikinci yarıda oyunu domine etmeye başlaması ve Beşiktaş'ın bunu kabullenmesi anlaşılır gibi değildi. Aynısını Liverpool maçında da yaptılar. Büyük hatalara, yanlışlara ve rakibe tanıdıkları fırsatlara rağmen kazandılar.

SKOR EŞİTLENDİ, TAKTİK DEĞİŞTİ
Ama bu kez plan tutmadı. Çok faullü oynayıp, Marsilya'yı hem de kalabalık olarak ceza alanlarına davet ettiler. Beceremediklerini becermeye çalıştılar. Beraberlik sayısı da gecikmeden geldi.
Ertuğrul Hoca bu süreçte değişikliğe gitmedi. Atakçılarının en azından pas yaparak topu ileriye taşıyacaklarını umuyordu. Ama üç pas peş peşe gelmiyor, takım baskıdan kurtulamıyordu.
Beşiktaş nasıl oynaması gerektiğine skor eşitlenince karar verdi. Çok geç değildi ve bu kez dengeli oyunda karşılıklı tehlikeler gelişmeye başladı. İbrahim Akın ve Nobre hamleleri ile gemiler yakıldı. Ya kazanacaklardı ya da o ince çizgide yürüyeceklerdi. İsteyip başarmak için beklenenler yapıldı.
Maçın sonucu, bu iki çizgiyi birlikte yaşamak kadar önemli değil. Çünkü bunu sürekli kılmak, zaten başarıyı yanına çağırmaktır. Beşiktaş takımı bu maçın sonunda bir kez daha iyi defans yapamadığını öğrendi. Kalitelerini zorlayarak bu tecrübelerinden yararlanmalılar.
Geçmişe yanarak, ileriye gidilmez.