Maçın geneline baktığımızda beklenildiği gibi olmayan bir şey yoktu. Galatasaray yine istekli ve agresif yapısıyla topa erken basma çabası içindeydi. Hızlı oynamaya çalıştılar, kanatlarını etkili kullandılar, Beşiktaş defansının yapması beklenen hatalardan ve yanlışlardan yararlanmaya çalıştılar.
Beşiktaş da beklenildiği gibiydi. Orta saha direncini yüksek tutarak maçı elinde tutmak istedi. Risk yerine kontrolü tercih ettiler. Yerden ve ayağa oynayarak, rakip defansın arkasına sızmayı düşündüler.
Beklenilmediği gibi olan Kalli'nin restiydi. Lincoln ve Hakan Şükür gibi iki önemli oyuncuyu bir kalemde kadro dışı bırakmak için 74 yıl emek verdiğiniz, ağır çeken bir organınız olması lazım.
"Sonuç hiçbir şeydir, disiplin her şey"
İşte karşınızda bir Alman...
Takımında ayrıcalıklı sınıf yaratmadan, bir kurallar bütününde yönetim istiyor. Bunun için geldiği günden bu yana tam 23 futbolcuyla yollarını ayırmış. İçlerinde çok ağır çekenler, kararının eleştirilmesine neden olacakların çokluğuna rağmen.

KARTAL PAHALI ÖDEDİ
Sistemin işlemesi, çarkın dönmesi belli kurallar bütününe bağlıysa, bunu bozacak olanlar veya araya taş koyanlar ayıklanır. Kalli uyarmakla yetindi.
Yalnız bir problem var. Böylesine önemli bir derbi maçı öncesinde Kalli neden kampta futbolcularla birlikte kalmıyordu?
Kampı yardımcıya emanet etmek doğal gözükebilir. Bana göre değil. Bu disiplini oyuncunuzdan istiyorsanız, içinde sizde olmalısınız.
Fenerbahçe'yi çalıştırdığı dönemde Daum kamptan ayrılmazdı. Zico da şimdi kalmıyor. Yaş ilerleyince, sabırlar mı tükeniyor?
İlk yarıdaki, karşılıklı iki gol de enstantane pozisyonlardan geldi. Beşiktaş olmayan bir korner sonrası golü yedi. Hakem yanlışlarının ceremesini yine pahalıya ödediler. Bunun üstüne bir de penaltı belasına çarpıldılar. Selçuk Dereli gibi önemli saydığımız bir isim, top ile adama yapılan müdahaleyi ayırt edemedi.
Hakikaten yazık.
Günlerce hazırlandığınız bir maçta elbette gol yer veya yenilirsiniz. Ama hatalar hep aleyhinize çıkıyorsa, neyin hesabını soracaksınız?
Lig 7. haftasını tamamlıyor. Bakın bakalım; hakemden kim şikayet etmiyor?