Özal dönemiydi... İstanbul Boğazı'na ikinci köprünün yapılması gündemdeydi. O zaman ilk köprüye de karşı olan Mimarlar Mühendisler Odası, köprülerin bireysel taşımacılığa hizmet ettiğini, toplu taşımaya yönelinmediği sürece üçüncü köprünün bile bir süre sonra gündeme geleceğini ilerleyen zamanlarda ise 4 ve 5'i bulacağımızı ve İstanbul'un siluetinin bozulacağını söylüyorlardı.
O zamanın 'liberalleri' "Ya bu solcular, zaten ilk köprüye de karşı çıkmışlardı. Bunlar her şeye karşı" demekten öte bir şey söyleyememişlerdi.
Ama liberallerin 'bir şey' söylemeden, 'bir şey' söyleyenlere, "Aaa sen böyle söylemiştin şimdi ne diyeceksin" cilerin köprü tartışmasında zaman, planlı düşünenleri haklı çıkardı. Bugün üçüncü köprü, tüp geçit; hatta 2015'te sadece toplu taşıma araçları için 4. köprü gündemde. Şehir planlamacıları artık araç değil insan taşıyan unsurlar için kafa patlatıyor. Metrobüsler neden geldi?
FİKİR VARSA TARTIŞILIR
Şimdi gelelim bizim uzmanlık alanımıza. Zico'yu geçen yıl oynanan Dinamo Kiev maçlarından beri eleştiriyorum. Dönem dönem "Şimdi ne diyeceksin"cilerin hedefi oldum. Hatta şampiyonluk için "Zico'nun başarısıdır" diyenler bile bugün benimle aynı fikirde. Onlar hiç olmazsa benim tam zıttım düşünce içindeydiler ama bir şey söylüyorlardı: "Zico iyi." Ya da "Sorun Zico'da değil, takımda" gibi... Bu fikir sahipleri ile tartışılır bazı ortak noktalar ya da ayrışmalar netleşir. Sonuçta bir fikir sahibidirler.
Peki Zico'yu eleştiren Gürcan Bilgiç ne diyor?
1-F.Bahçe 70 metrede top oynuyor. Zico 82'de kalmış.
2-Forma adaletli dağıtılmıyor.
3-Mevkilerin en yararlı adamları en az 10 maç sonra bulunuyor. Çünkü hep deneme yanılma yöntemleri yapılıyor.
4-Temposu olmayan, fizik gücü düşük ama en önemlisi küçük denilen maçların hiç birine konsantre sağlayamıyor.
5-Semih'i 80. dakikadan önce hatırlamıyor. Kezman'a sabrediyor. Takıntılı.
6-F.Bahçe'yi yeterince tanımıyor veya saygı duymuyor.
7-Tembel. Rakiplerini izlemiyor, önlem almak bir yana ekstra hiçbir farklı taktik üretemiyor.
8-Bugüne kadarki hiçbir maçta oyuncu değişikliği dışında formasyon değişikliği yapmadı.
9-Takımın sorunu kondisyon değil, geniş alanda oynaması. Çok koşuyor, çabuk yoruluyorlar.
BİR MAÇLA OLMAZ
İnter maçı F.Bahçe tarihinin en iyi maçlarından biridir. Neden?
Çünkü yukarda saydığımız eleştirilerin hepsinin cevabı bulunmuştu. Fenerbahçe maçı 40-50 metrede oynadı. Takım mücadele etti, yardımlaştı. Topu veren boşa çıktı. Kadro kalitesine uygun mücadeleyi sergilediler.
Yani bizim eleştirdiğimiz sorunlar, çözümlendiğinde ortaya keyfine doyulmayacak bir takım çıktı.
Bizim isimlerle sorunumuz yok. Performans ile ilgiliyiz. "Çağın kadrosu" dediğimiz Fenerbahçe'ye yakışmayacak oyunu eleştirdik, Inter maçındaki gibi oynamadığı sürece de eleştirecek, bu futbolu oynatmayan teknik adamı F.Bahçe'ye layık görmeyeceğiz.
Şimdi, 'sonuççu'lara gelelim. Günü kurtarmaya çalışan, skor kahramanlarına da sözümüz var.
Biz bu eleştirileri yaparken, onlar neyi savunuyorlardı? Ortaya
"Bekleyelim, görelim"den başka ne argüman koydular. Takımın gelişmesi, çağdaşlaşması hakkında ne yorum yaptılar?
Zico'yu bir maçlık performansı ile eleştirmedik, bir maç ile de
"Tamam" demeyeceğiz.
Fenerbahçe takımı bu futbolunu sürdürsün, kazanmasa bile Zico'nun arkasında olacağız. Hem de öteki eksikleri, unutulmuş detayları, yapılmayan oyuncu değişikliklerini, analiz eksiklerini bir kenarda tutarak.