Fenerbahçe, 100. yıldaki şampiyonluğu sonrası yıldızlarını birer birer kaybediyor. Yaprak dökümü Ümit Özat ve Tuncay ile başladı. İki futbolcu da mevcut sözleşmelerinden çok da farklı olmayan kontratlar ile başka takımlara gittiler. Şampiyon takımın kaptanları olarak "yeni vizyon" ifadesini kullandılar. Kötü bir şey söylemediler. Ardından Serkan Balcı, Mehmet Yozgatlı ve son olarak Rüştü Reçber gitti. Bu futbolcuların şampiyon takımdan ayrılmaları için iki ana neden vardı: Birincisi Zico ile çalışmak istemediler. İkincisi ve en az birinci kadar önemli olan da elbette kontratlarıdır.
ŞIK OLMADI AMA...
Rüştü'nün kutlamalara çıkmadığı için çok eleştirildiği gün, Zico'dan aldığı "Yeni sezonda üçüncü kalecimsin. Bunu bilmeni isterim" yorumu, bugün Beşiktaş ile anlaşmasının temelinin atıldığı andır. Bir futbolcu, 12 yıl Fenerbahçe formasını terlettikten sonra böyle bir karar veriyorsa, gönül fırtınalarına dikkat etmek; nelere rağmen, neleri göze aldığını anlamak gerekir. Rüştü'nün üç yılda alacağı 4 milyon 500 bin Euro da önemli. Ancak Fenerbahçe ile görüşüp, "anlaştık" demesinden sonra bu kararı alması elbette şık olmadı. Serkan ve Mehmet Yozgatlı'nın teklif edilen rakamlarla, aldıkları arasında büyük fark yok. Ama ikisi de, kalırlarsa ilk 11'de olamayacaklarını biliyorlardı. Oynamak için gittiler. Son Ankaragücü maçında forma giyemeyen iki futbolcunun da Zico ile bir yere gidemeyeceklerini düşünüp, oynayacakları takımı seçmeleri doğaldı. Zico cezalı Lugano'nun yerine Can'ı oynatıp, Önder'i bekte tutmuş, Serkan'a yine şans vermemişti. Maçta da ilk değişiklik hakkını Mehmet yerine Deivid'den yana kullanarak, tercihini belli etmişti. Görünen o ki; eğer bugün sözleşmeleri bitmiş olsa, Kemal, Selçuk veya Semih'in de ayrılmaları sürpriz olmazdı.
TUNCAY'A ZİCO'NUN KATKISI...
Şampiyonluk sonrası bir sohbette Tuncay'a "Zico'nun sana katkısı nedir?" diye sordum. Yanıtı ilginçti: "Beni İtalya'dan bir takım isterse, her halde hakkımda iyi şeyler söyler. Katkısı bu olur." Fenerbahçe Yönetimi, iç transferde dik durdu ve bir taban fiyat belirledi. Bunun üstüne çıkmayacağını oyuncularına deklare etti. Deniz Barış haricinde tüm futbolcularına karşı da taviz vermeden pazarlık etti. Bu oyuncuların yeni takımları, bonservis bedeli ödemedikleri için maliyeti normal buluyorlar. Üstelik Beşiktaş hem rakibinin iki önemli oyuncusunu alarak güçlendi, hem de Fenerbahçe'yi zayıflattı. Belki borçları daha da büyütmesi nedeniyle bu transferler ilerde sorun yaratacaktır. Ama bugünün konjonktüründe, Fenerbahçe'yi aşağıya çekmek için doğru strateji budur. Fenerbahçe Yönetimi ekstradan 500 bin euro ile bunları engelleyebilirdi. Doğru mu, yanlış mı yaptıklarını zamanla anlayacağız.