Suriye devrimi en çok da 61 yıldır Baas rejimi tarafından her tür baskı, işkence ve zulme maruz bırakılan Suriye halkının Esad hanedanından ve bu hanedanı iktidarda tutan iç ve dış emperyal güçlerden aldığı tarihi intikamı simgeliyor.
İnşallah halkın elde ettiği bu görkemli zafer, adalet ve özgürlüğün tesis edileceği bir rejime dönüşür. Çünkü Esad'ın devrilmesi bütün emperyalist odaklarda alarma yol açtı. Bakmayın siz şimdi sureti haktan göründüklerine. İsrail'den ABD'ye, Rusya'dan İran'a ve Avrupa ülkelerinden Körfez ülkelerine hemen hepsi barbar Esad rejiminin suç ortaklarıdır. Onlar da vahşi Esad yönetimi kadar suçludur. Milyonlarca insanın hayatını bencil çıkarları uğruna harcadılar. Zulme odun taşıdılar. Dolayısıyla eğer geçiş süreci iyi yönetilebilirse belki o zaman hayatı karartılan insanlar ve rejimin vahşice katlettiği masumların yakınları bir nebze olsun teselli bulabilir.
***
Bu nedenle sadece Türkiye geleceğe umutla bakıyor. Diğer ülkelerde Suriye'nin geleceğine dair büyük bir endişe hâkim. Zira hepsinin Esad rejimi ile ortaklıkları ifşa olacak. Nitekim daha şimdiden ortaya çıkan belgeler Suriye ve İsrail'in baba Hafız Esad döneminden beri kirli bir ilişki içinde olduklarını kanıtlıyor.
Bu nedenle Jerusalem Post, "Esad'ın devrilmesi İsrail için kötü olabilir" sözleriyle kapıldıkları korkuyu dile getiriyor. Gerçekleri yazan bazı Amerikan medya organları da "Esad rejiminin devrilmesinin Washington'u küçük düşürdüğünü" söylüyor. Bence küçük düşmekten daha beter rezil oldular. Farkında değiller. Maruz kaldıkları hezimeti sindiremiyorlar. Suriye devrimini rayından çıkarmak ve hedeflerinden uzaklaştırmak için şimdiden her tür şeytani planlar hazırlamakla meşguller.
Fakat ne yapsalar da Suriye halk devrimi bütün emperyalist odakları açığa düşürdü. Suriye'deki devrim Batı'nın ve onun taşeronlarının kâbusu olacak. Çünkü 8 Aralık'taki devrimle tarih yazan Suriyeliler, Batı'nın geleceğini de şekillendirecektir. Zira Esad rejimini deviren Suriye halkı, ABD'nin bütün ikiyüzlülüğünü de deşifre etti.
***
İnsanlar Gazze'nin ve Ukrayna'nın hesabını da sormaya hazırlanıyor. Suriye halk devriminden etkilenen WSJ ve The Hill ile CATO Enstitüsü gibi Amerikan medya ve düşünce kuruluşlarındaki bazı kalemler, "Ukrayna'da 750 bin hayat yok uğruna mı harcandı?" ve "Amerika'nın Ukrayna İkiyüzlülüğü" gibi başlıklı rapor ve makalelerle gerçekleri kamuoyuna aktarmaya çalışıyor.
Cesur ve vicdanlı gazeteciler dışında benzer şekilde akademi dünyasından ve STK'lardan yığınla kişi ve kurum da küresel kamuoyunun sesi ve vicdanı oluyor. İnsanlar, kendi konforlu ofislerinden verdikleri yanlış kararlarla milyonların hayatını cehenneme çeviren egoist, sadist ve psikopat siyasilerin birer birer hesap vermesini istiyor. Netanyahu'lar, Esad'lar ve Zelenski'ler hesap vermedikçe vicdanlar kanamaya devam edecek. Çünkü stratejik veya jeopolitik argümanlar ya da bahaneler artık yaralı vicdanları teskin etmiyor. Zira insanlar artık putlarına güvenmiyor. Hâliyle modern devletler Hegelvari bir terminoloji ile ifade edersek her açıdan hükmettikleri toprakların tanrılaşan putudur. Ne var ki yeterince insan inanmayı bıraktığında tıpkı Esad rejiminin aniden yıkılışı gibi o tanrılaşan putun varlığı da birdenbire sona erer. Heykelleri peş peşe parçalanır.
Hiçbir kudret halkın iradesine ilelebet gem vuramaz. Bu bağlamda ezilen halkların ceberut rejimlere karşı elde ettiği her zafer ve başarı, tar-i hi bir intikamdır. İlahi adaletin tecellisidir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Bercan Tutar | Başarı intikamdır