Şu an insanlık için en büyük ahlaki, vicdani ve jeopolitik sorun raydan çıkan siyonist İsrail rejiminin nasıl durdurulup kontrol edileceğidir. Çünkü şimdiye kadar BMGK ve Adalet Divanı dâhil hiçbir uluslararası mekanizma bu terör devletini frenleyemedi. Bireysel devletlerin diplomatik, askeri ve ekonomik ambargoları da sonuç vermiyor.
Kendi hunhar fantezilerinden başka hiçbir norm ve değer tanımayan siyonist rejim ile suç ortağı Avrupa ve ABD'yi sadece küresel insanlık vicdanının harekete geçireceği İslam ülkeleriyle Batı dışı dünyanın kolektif direniş ruhu dizginleyebilir.
Bu bağlamda Çin ve Rusya başta olmak üzere Türkiye gibi ülkelerin İsrail karşıtı direniş blokuna verdiği destek emperyalist statükoyu korkutuyor.
Aslında Batı dünyası nasıl ki Volodimir Zelenski'nin 'zafer planı'na inanamıyorsa 'Gazze Kasabı' Binyamin Netanyahu'nun İsrailiyatın teolojik kalıntılarıyla Evanjelik-Siyonizmin ABD'de oğul Bush döneminde denenen ancak iflas eden neo-con ideolojiyle birleşmesinden olma mutant safsatalarının zaferine de inanmıyor. Bu konuda Batı'da yaprak dökümü başladı bile.
***
Zira Amerikalı neo-conların başaramadığını İsrailli neo-conların başaracağına ancak 'kullanışlı aptallar' inanabilir. Tarih bu tür hastalıklı arzulara dayalı zihinlerin yol açtığı hezimetlerle dolu. 'Gerçekçiliğin babası' olan bilinen antik Yunan tarihçisi ve Atinalı general Tukididis'in (MÖ 472 - MÖ 400) asırlar önce işaret ettiği bu hakikat şimdiye kadar hiç değişmedi.***
İsrail ve Batı dünyası kendilerini dokunulmaz görüyor. Gazze ve Lübnan'daki barbar soykırım saldırılarından da görüldüğü üzere her tür insani değeri ve kırmızı çizgiyi rahatça çiğniyorlar. Nitekim soykırımcı Netanyahu çıktığı BM kürsüsünden insanlığa ve bütün uluslararası hukuka meydan okudu.