Dün, yetimler ordusu Hamas'ın İsrail efsanesini yerle bir ettiği ve Siyonist teolojide tarihi gedikler açtığı 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı taarruzunun yıl dönümüydü. İsrail'in aşılamaz denilen yüksek teknoloji destekli duvarlarını aşan Hamas savaşçıları Mossad'ın aldığı bütün güvenlik ve istihbari sistemleri felç etti.
Aksa Tufanı'ndan sonra bir yıldır Gazze'de her tür barbarlığı uygulayan Siyonist İsrail rejimi şimdi de vahşetini Lübnan'a yöneltti. Ancak ne yapsa da yüzyıldır Filistin'e ve dünyaya dayattığı paradigma artık ters yüz olmuş durumda. Hamas'ın ve Gazze halkının destansı direnişi sayesinde kendini dünyaya demokrat ve mağdur olarak pazarlayan Siyonist rejimin hunhar ve işgalci yüzü her yönüyle deşifre oldu.
Bazı muharebeleri kazansa da soykırımcı İsrail ve destekçisi Batılı liderler Ortadoğu'daki savaşı kaybediyor. Çünkü her tür ahlaki ve vicdani değeri çiğneyerek bütün insanlığı karşılarına aldılar. Öyle ki İsrail'in en sadık destekçisi konumundaki sadist ve soykırımcı Batılı liderler bile artık İsrail'i eleştirmeye başladı.
***
Zira Batı'da halk düzeyindeki tarihi anti-semitizm dalgası giderek büyürken Batılı yöneticiler arasında ise Siyonizm'e karşı askeri, siyasi ve diplomatik önlemler alma çağrısı artıyor.
Bu tavır değişikliği İsrail'den daha çok Batı'daki Siyonazi lobilerini korkutuyor. The European Conservative'den Mİck Hume, İsrail'in Gazze'deki savaşı kazansa da Batı'da ve dünya çapındaki siyasi savaşı kaybettiğini itiraf etmiş. BM'nin soykırımcı İsrail'i terk ettiğini ve Avrupa ile ABD'deki birçok kesimin Yahudi devletini lanet olarak gördüğünü söylüyor.
Dolayısıyla İngiltere'den sonra ABD, Almanya ve Fransa da İsrail'in kaos planlarına daha fazla alet olmamaya çalışıyor. Amerikalı askeri uzmanlardan Daniel L. Davis, Newsweek'teki analizinde Hizbullah ve İran ile baş etmenin zorluklarına değinerek yeni süreçle birlikte İsrail'in daha az güvenli hale geldiğinin altını çiziyor.
***
Siyonistler, 27 Eylül'de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesini televizyon stüdyolarında şarkı söyleyip dans ederek kutladı. Bazı muhabirler sokaklarda çikolata dağıttı.
Oysa ortada kutlanacak bir zafer yok. Çünkü Batılı halklar da Batılı siyasiler de İsrail'i artık yük olarak görüyor. Özellikle Siyonist rejimin en sadık destekçilerini bile sırtından bıçaklaması öfkeye yol açıyor.
Bu nedenle ABD, Fransa ve Almanya yönetimleri İsrail'in İran'a yönelik saldırısına koşulsuz destek vermiyor. Olası bir saldırıda nükleer ve petrol tesislerini vurmasına karşı çıkıyorlar.
Bugünlerde AB, İsrail'e askeri ve diplomatik ambargodan bile bahsediyor. Ana akım medyada İsrail'in yalanları ve ihanetleri deşifre ediliyor.
Hâsılı kelam, İsrail'e yönelik serzenişler lanete dönüşüyor. Zira Batı kendi yarattığı 'frenkeştaynı'na karşı giderek sertleşiyor. Yakında onların da sıdkı tamamen sıyrılacak.